İbretle okuyun ve günümüz Türkiyesi’nde yapılmak istenen, daha doğrusu yapılan oyunlar ile kıyaslayın. Kore daha 20 sene evvel Budist bir millet idi. Şimdi Hıristiyanlık ihraç eder duruma geldi. Budistler şimdi Kore de hem tehlike unsuru olarak, hem de ikinci sınıf vatandaş olarak görülüyorlar. Peki, Yakutistan’a ne buyurulur. Rusların yüzyıllarca uğraşıp ta yapamadığı değişimlerin nasıl yapıldığını hiç düşündünüz mü? Fethullah Gülen’in açmış olduğu ve İngilizce öğretim yapan Türk Okulu sayesinde şimdi Yakutistan’ın resmi dili İngilizce oldu. Çoğunluğu Şamanist olan yakutların dinsel durumlarını daha araştırmadım. Herhalde misyonerler planlarını yapıyorlardır. Biz şimdi Arnavutluğa dönüp bakalım neler oluyor, neler olmuş.
Arnavutluk, Avrupa’daki ilk Müslüman devlet olarak ortaya çıktığı 1913 yılından beri, Arnavut halkını Hıristiyanlaştırmak isteyen misyoner örgütler tarafından şiddetli ve sürekli bir saldırı altında tutuluyordu.
1990’ların Arnavutluk’u, Osmanlı Balkanlarından geri kalan Müslüman halkın Hıristiyanlaştırılması için çaba sarf eden birçok misyoner Hıristiyan teşkilatın savaş verdiği bir zemin haline geldi. Sırasıyla, Yehova Şahitleri, Ortodokslar, Katolikler, Evangelistler ve Hıristiyan mezheplerinin tüm kolları, tabii bu arada birçok Avrupa ülkesi ile Amerika’nın da Arnavutluk’a taşıdığı Hıristiyan unsurlar Arnavutluk’u istila ettiler.
Hıristiyan örgütler, Arnavutları İsa’nın dinine çevirmek için, ilk olarak tarih kitaplarının yeniden yazılması, milliyetçi duyguların kötülenmesi, nefrete dayalı bir İslam karşıtı söyleminin yayılması gibi işlere giriştiler. Katolik ve Ortodoks kiliseleri birçok okul ve üniversite kurdular, radyo ve televizyon yayınları yapmaya başladılar
Hıristiyanlığa geçenlere, Arnavutluk’ta faaliyet gösteren batı elçilikleri ve Arnavut hükümeti eliyle politik destek de sağladılar. Elçilere danışmanlık yapan birçok Arnavut, yüksek mevkilerde iş bulabilmek için hemen din değiştirdiler. İslam’dan dönerek Hıristiyanlar için çalışmaya başlayan kişiler, Amerikan ve AB elçilerinin en çok güvendikleri danışmanlar haline geldiler.
ABD ve AB desteği ile elçilikler zaman zaman Arnavut politikacılarıyla, başkanlarla ve devlet ileri gelenleri ile bir arada düzenlediği sabah ayinleri, dinler arası diyalog gibi gösterildi. Şu an Arnavutluk’taki misyonerler, var güçleriyle Müslüman topluluklarının arasını mezhep ayrımı ve Arnavut halkını iki etnik gruba ayırarak bozmakla meşguller.
Milyon dolarlarla ifade edilen ve her yıl sağlanan maddi destekle neredeyse ülkenin her kasaba ve köyünde kiliseler ve Hıristiyanlık Merkezleri inşa edilmekte. Dev bütçeleriyle, programlar düzenlemek ve bu programlara iştirak etmek amacıyla, Tiran yönetiminin bile kolay kolay ulaşamadığı dağ köyleri gibi uzak yerlere ulaşımı sağlamak üzere helikopterler bile aldılar.
600 yıllık bir İslam tarihinden sonra Arnavutluk’ta Hıristiyanlaştırma politikası 2002 yılında zirveye ulaştı. Şu an devlet başkanı, içişleri bakanı, İstihbarat şefi, Tiran Valisi, memurların, Yargının, Üniversitenin, Tarih araştırmacılarının, sözde aydınların üst düzey temsilcileri ve ülkeyi yöneten kişiler hepsi Hıristiyanlaştırılmış vaziyette. Yönetimde olan yüzde 20 oranındaki Hıristiyan, geri kalan yüzde 80 Müslüman Arnavut’a karşı üstünlük sağlamış durumdalar ve bu üstünlük halen ayırımcılık olarak devam ediyor. Arnavutlar, bugün politik ve kültürel açıdan Hıristiyan istilası ile yüz yüzeler. Arnavutların milli bütünlükleri şu anlarda vahim bir tehlike altında.
Eğitim ve Kültür Bakanları, İsa’yı anmak için Müslüman Arnavut öğrencilere zorla şarap ve ekmek ayinleri düzenletiyorlar. Bunun haricinde, Katolik propaganda çerçevesinde, ülkenin her köşesine Rahibe Teresa’nın veya bir Hıristiyan aziz adının bir yerlere verilmesi için Arnavut politikacılar baskı altındalar. Ülkedeki birçok sokak, klinik, okul ve üniversite vs. adları Katolik Azizlerinin adlarıyla anılmaya başlandı. Konulan yeni isimlere örnek olarak Don Bosko Sokağı, Padre Luigi Monti Kliniği, İyilik Kontu Üniversitesi gibi isimleri saymak mümkün. Arnavutların zorla Katolik yapılmaya çalışılması politikasına sıcak bir örnek 23 Ekim 2005 tarihinde yaşandı. Arnavut öğrenciler, Rahibe Teresa’nın Vatikan tarafından kutsandığı gün olan ve resmi tatil edilen bu günde Rahibe Teresa’yı anma törenine katılmaya zorlandılar.
Bu yazı bir komplo teorisi yazısı veya bir paranoya yazısı değildir. Ayni ile vakidir. Sizlerden ricam bu bilgileri dost ve arkadaşlarınız ile paylaşmanızdır. Paylaşın çünkü ahtapot kollarını yavaş yavaş sarmaya başladı.
Necmi ÖZNEY
21 Haziran 2007 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder