13 Haziran 2007 Çarşamba

İran'ın Uranyum zenginleştirmesine, AB ve Rusya ne yapmalı?

Uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurması için BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a verdiği süre dolmak üzere. İran'ın nükleer enerji konusundaki müzakere sorumlusu Laricani ile Uluslararası Atom Enerji Kurumu Başkanı El Baradey arasında son görüşmeler sürdürülüyor.
Güvenlik Konseyi, Baradey'in rapor içeriği sonuçlarına göre verilecek kararları uygulamaya başlayacak. Bu arada Washington yönetiminin İran'a askeri operasyona hazırlandığı iddiaları da başta BBC olmak üzere tüm Dünya basınında baş haber olarak veriliyor. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın, İran için de geçerli olarak barışçıl amaçlarla nükleer faaliyetlerde bulunma hakkı verdiğine göre, Sözüm ona çağdaş Avrupalı ülkelerin İran'ın nükleer araştırma yapmasını desteklemeleri gerekiyor.


İran'ın nükleer araştırmasına mani olmak gibi senaryolar, ABD tarafından defalarca yazılıp gösterime sokulduğundan ve pek çok defa izlendiği için kimse şaşırmıyor. İran yönetimi ise kendisine tanınan sürenin sonuna doğru daha esnek davranıyor, daha fazla ödün vermeye hazır olduğu görüntüsü sunuyor. Fakat bu durumun hemen ardından, taviz vermeme politikasına geri dönüyor.


Benzer gelişmeleri yine yaşıyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden İran'a uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurması için baskı yapılıyor. Beklendiği gibi İran geri adım atmak istemiyor. Ancak İran'ın bu hususta artık ciddi anlamda müzakere etmeye hazır olduğu yolundaki söylemler artıyor. İran'ın müzakerecisi Ali Laricani Tahran yönetiminin bu yöndeki kararını Münih'te 9–11 Şubat tarihlerinde yapılan Uluslararası Güvenlik Konferansı'nda ortaya koydu.


Bu anlamda bir söylem, İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad tarafından İslam Devrimi yıldönümü kutlamalarında duyuruldu. İran yönetiminin müzakere çabaları yalnızca bir taktik değil. İran muhalelefetinin, nükleer programda inatla direnen yönetime karşı artan homurdanmaları yatıştırma çabası olarak ta değerlendirmek gerekiyor. Muhalefet, dört yıllık görev süresi dolmadan İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad'ı iktidardan uzaklaştırabilir. Dünya'nın her yanında olduğu gibi İran'da da faaliyette olan ABD politikaları, Bazı girişimlerde bulunarak, görünürde İran ile yaşanan sorunlara diplomatik çözüm getirmeyi öneren, ancak arka planda İran'da rejim değişikliği sağlayabilmek için askeri seçenekleri açık bırakan Washington yönetiminin ekmeğine yağ sürüyor.


Bazı iddialara göre, Amerikalı uzmanlar, İran içinde, İran'a karşı savaşmak üzere Iraklı Kürtlerden özel harp timleri kuruyor. Başka iddialara göre, Amerikalı ajanlar isyan ve kargaşa çıkarmak için İran'daki azınlıklar üzerinde çalışma yürütüyor. Bir süre önce İran'da yaşayan Azeri Türklerini, uydu üzerinden muhalefet yapan, hatta ayrılıkçı bir TV kanalı kurarak kullanmaya çalıştılar. ABD İran'ı Irak'taki militanlara ( insanlar ABD yasadışı işgaline karşı olunca asi veya militan sıfatı veriliyor ya ) silah ve mühimmat desteği sağlamakla itham ederken İran Körfezi'ne uçak gemileri sevk ediyor. Amerikan yönetimi, İran'a düzenlenecek muhtemel bir operasyonda yalnızca nükleer tesisleri değil askeri altyapıyı da vuracağını duyuruyor. Malum, ABD şüphelendim vurdum arkadaş. Pardon diyerek yüz binlerce sivili de katletmekten çekinmiyor.


İran'ın Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail ile askeri çatışmaya girmesi ihtimaline karşı Avrupa ve Rusya'nın Dünya barışı için harekete geçmesi gerekiyor. Ancak Avrupa Birliği, ağırlığını son zamanlarda daha çok Amerikan yönetiminden yana koyuyor. Buna karşılık İran ile ciddi şekilde nükleer tesis sözleşmeleri imzalayan Rusya, bu önemli iş bağlantılarını kaybetmemek için tavrını İran'dan yana koyuyor. Putin'in Amerikan yönetimine karşı artan muhalif bakışı, Rusya'nın İran'a verdiği desteği güçlendiriyor. Rusya, İran'ın barışçıl nükleer enerji faaliyetlerinde bulunma hakkının ne yaptırım ne de şiddet tehditleriyle engellenmemesi gerektiğini hatırlatıyor. İşte AB'de Moskova'nın bu savının doğruluğunun farkına varmalıdır. İran tarafından da İmzalanan, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması, İran'a uranyum zenginleştirme ve barışçıl amaçlarda kullanmak üzere nükleer araştırmalarda bulunma hakkı vermektedir. Tahran yönetimi devamlı olarak çabalarının barışçı olduğunu ileri sürmekte, bunun aksini ortaya koyan kanıtlar da bulunamamaktadır. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu başkanı Baradey, İran'ın en geç altı ay içinde zenginleştirdiği uranyumu kullanılabilir hale getirebileceğinin açıklamasını yaptı. Ancak Baradey'in, İran'ın zenginleştirdiği uranyumu silah yapımında kullanabilmesi ve İran nükleer silah yapmak istese dahi en azından 10 yıla daha ihtiyacı olduğunu söylediğini de hatırlamak lazım.


Necmi ÖZNEY


22.02.2007 Memleket Haber

Hiç yorum yok: