Hıristiyan papazlar bir araya gelerek, Hıristiyanlık için Büyük Görev’in icrası, yani yeryüzündeki herkesi İsa’nın mesajından haberdar etmek için küresel haberleşme ve ulaşım vasıtalarını daha etkili kullanma stratejileri konusunu görüşmüşler. Papazlar, önümüzdeki 20 yıl içinde Hıristiyanlığın bütün Dünya insanlarına tebliğinin tamamlanacağına, tebliğ tamamlandıktan sonra İsa’nın Dünyaya geri geleceğine ve dolayısıyla Dünyanın sonu için İlâhî planın tamamlanacağına inanıyorlar. Bu işlerde büyük paralar dönüyor. Bu avantadan yararlanmak için sayısız tarikatlar, televizyonlar, radyolar ve türlü yayınlar kurulmuş. Sırf avanta tezgâhları su yüzüne çıkmasın diye politikacılarda bu işlere sahip çıkmışlar. Bu yobazlıklarına, Sümerleri, Mayaları ortak edenler bile var.
İran’da nükleer enerji üzerinde ısrar eden Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad, bütün bu dönen işleri İsrail’in ortadan kalkması ve 12. İmam Mehdî’nin zuhurunun işareti olarak sayıyor. 2 yıl içinde mehdinin Tahran’da Dünya’ya geleceğini inanıyor. O da zamanı kısaltmış kendi kafasına göre mehdi bekliyor. Tahran Ahmedinejad tarafından milyonlar harcanarak, Mehdî için imar edilip, onun Dünya’ya zuhuruna hazır hale getirilmiş. Eh bekliyoruz bakalım, nereye gelirse.
Kudüs’te bazı Yahudi mezheplerinin inananları, kendi Mesihlerine yol açmak ve İslâm’ın en kutsal mabetlerinden Mescid-i Aksa’nın yerine mabet inşa edebilmek için Dünya’ya çaktırmadan çalışıyorlar. Tarikatların terzileri, hahamlar için beyaz ketenden cüppeler hazırlıyorlar. Kuyumcular mücevher işlemeli göğüs zırhları, gümüş borazanlar imal etmişler. Yapacakları mabedin temeli için 6,5 ton ağırlığında köşe taşlarını da hazır etmiş bulunuyorlar. Hatırlarsanız çok yakın bir geçmişte bizim hükümetten bazı yöneticiler Kudüs’e davetli olarak kazıyı kontrol için gitmişlerdi.
ABD’de vaizlik ve sığır besiciliği yapan bir zatı muhterem, eski ahit in sayılar bölümünde çok da açık olmayan bir emir ve tarifin icrası için bütünüyle kızıl tüylü ayıpsız bir inek sürüsü meydana getirmeye çalışıyor. Onun da maksadı, bir arınma şartı olarak ayıpsız, kızıl tüylü, inek kurban etmek ve Mesih’in gelişine zemin hazırlamak. Şu ana kadar yapılan bütün incelemelere rağmen ineklerinden sadece bir tanesi hahamlar tarafından gerekli vasıflara sahip görülmüş. Hahamlar, bütün aramalarına rağmen bu ineğin vücudunda siyah veya beyaz üç tane bile kıl bulamamışlar. Hazırda bir inek var şükürler olsun.
Eh, artık Millet bunlarla uğraşıyor ya biz ne yapıyoruz. Biz de boş durmuyoruz yani. Ağca’sından, mezarcısına. Mezarcısından İskenderine kadar bir sürü Mesih çıkarıyoruz. Adamlar kafayı yemiş. Hem de bayağı yemiş. Kimse kimseyi sevmiyor. Kimse kimseyi dinlemiyor. Hâlbuki din de doğru yol bir tanedir. Hakikat budur. Fakat hangisine sorsanız, doğru yol kendisininkidir. Başkaları da onun inandığı şeylere inanmalıdır. İnanmaz ise ona kesinlikle kurtuluş yok. Dahası hayat hakkı bile yok.
Şimdi bunları okuduktan sonra, Büyük Atatürk’ün ilkelerini düşünün, irdeleyin. 1900 leri göz önüne alın. 100 veya 200 sene sonrayı hayal edin. Atatürk’ün ilkeleri ışığında, mazinin ve geleceğin ne kadar çağdışı kaldığını göreceksiniz. Güneş balçıkla sıvanma.
Necmi ÖZNEY
21 Haziran 2007 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder