Amerika Birleşmiş Milletleri kullanarak muhtemel bir Iran savaşının hazırlığı içine girdi. Benim bildiğim ABD için artık tek yol İran'a savaş açmak. Çünkü bütün ABD hesapları bu sonucu veriyor. BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ve Almanya, İran'a nükleer programından vazgeçmesi için ek yaptırımlar uygulanmasını öngören karar taslağında anlaştı. Bu taslak, acilen konseyin geçici on üyesinin onayına da sunuldu.
Uranyum zenginleştirme faaliyetlerini askıya almayı reddeden ve Dünya'ya kafa tutan İran'a 2006 Aralık ayında ilk yaptırım paketi açıklanmıştı. Bu yeni yaptırım paketi onaylandığı zaman ki, onaylanacağı ve destek göreceği kesin. İran'a silah ambargosu uygulanacak, Tahran'ın nükleer programıyla ilişkili kişi ve kurumların mali hesapları dondurulacak, İran aynı şekilde bu tutumunu sürdürürse yaptırımların kapsamının genişletilecek, hatta daha ileri bir zamanda İran ile her türlü ticaret yapmak yasaklanacak ve İran'a kredi veya borç verilmeyecek.
Güvenlik Konseyi'nin bütün taleplerini reddeden İran, nükleer programının tamamen sivil enerji amaçlı olduğunu söylüyor. Ve İran bunları söylerken bazı batılı ülkeler, İran'ın bu söylemlerini el altından destekler görünüp olayı el altından kızıştırıyorlar. Ancak aynı batılı hükümetler Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin sivil enerji için değil atom bombası imali için olduğunu da eş zamanlı beyanlarına ayrıca ekliyorlar. İran cumhurbaşkanı da yeni yaptırımlar konusundaki anlaşma haberini aldığı aynı gün, Güvenlik Konseyi'nin uluslararası bir geçerliliği olmadığını söyleyip, ateşin üzerine benzinle gitmeye kalkıyor ve inanın bu adam ABD'nin ekmeğine yağ ve artı olarak da bal sürüyor.
Ancak İran içindeki Ahmedinejad muhalifleri ve sağduyulu insanlar, 2006 Aralık ayında ilk yaptırım paketi geçirildiğinden bu yana, Cumhurbaşkanının Birleşmiş Milletler karşısındaki tutumunu açıkça eleştiriyor ve eleştirinin dozunu da yavaş yavaş arttırıyorlar. Aralarında eski reformcu milletvekillerinin, eski hükümet yetkililerinin, aydınların ve bazı din adamlarının da bulunduğu 300'ü aşkın kişinin imzasıyla yayınlanan açık mektup bunun ifadesi. Mektupta Ahmedinecad'dan gerginliği azaltmak için adımlar atması, barış için çaba sarf etmesi isteniyor. Nükleer tartışmasında Ahmedinejad'ı destekleyen uzak ve yakın çevreler ise, Amerika Birleşik Devletleri'nin İran'a baskı uygulamak için karar vermiş bulunduğunu, bu veya başka herhangi bir konuyu bahane edeceğini söyleyerek, Tahran'ın ABD'ye hiçbir şekilde taviz vermemesi gerektiğini söylüyorlar. Bu arada İran kamuoyunun büyük bölümü ise barışçıl bir nükleer programın uygulanmasının İran'ın hakkı olduğu konusunda hükümeti desteklediğini gösteriyor.
Bu arada Rusya yönetimi, Birleşmiş Milletlerin kararlarına ters düşen bir ülke ile aynı safta olduğu görüntüsünü vermemek için İran'a, Amerika karşıtı bir tavır içine girmeyeceğini ve İran'ın Uluslar arası Atom Enerjisi komisyonunun isteklerine cevap vermemesi halinde verdiği desteği çekeceğini bildirdi. Tam bu sırada ABD Başkan yardımcısı Cheney, İran'a karşı askeri müdahale de dâhil her türlü önlem alınacaktır. Diyerek kafaları olası bir savaş ihtimaline karşı biraz daha bulandırdı. Rus basını olayı açık bir şekilde irdeliyor. Hatta İran'a karşı yapılacak askeri harekâtın tüm bilgilerini açık bir şekilde ortaya döküyor. Rus basınının elindeki bilgileri sıraya dökersek, ABD'nin İran'a yapacağı harekât sınırlı fakat tahribatı büyük bir harekât olacak. AB ve ABD içindeki halkın paskalya öncesi, yani millet tatilde iken, haber filan izlemediği bir zamanda planlanmış. Çoğunluk Hıristiyan kamuoyu haber izlemeyecekmiş. Müslüman kamuoyu da Cuma tatili yapacağından onlarında pek tepkisi olmayacakmış. 6 Nisan 2007 tarihinde 04.00'ten 16.00'ya kadar sürecek bir saldırıda nükleer çalışmaların sürdüğü 20 merkezi, önemli askeri birlikleri ve İran, Suriye sınırını yoğun bombardıman altında tutacak ve tahrip edecekmiş. Ben gülüp geçemiyorum ne yazık ki ve inanmamak istiyorum ama beynimin bir kısmı buna inan diyor. Benim anladığım kadarı ile bu plan gerçekleşirse İran nükleer çalışmalarının 10 yıl geriye götürüleceği Bush taraftarları tarafından halka empoze edilmeye başlanacak. Tabii olarak Bush bir kahraman olarak gösterilmeye çalışılacak. Rusya'nın batı sınırına konuşlanacak füzelerin erteleneceği ihtimali haberi ile Moskova tepkisi azaltılacak. Bir an için Bush'un bu harekâtı yaptığını düşünün. Kim hesap soracak. ABD den pek bir itiraz çıkmaz. Çıksa bile cılız bir ses olarak kalacaktır. AB den de ses çıkacağını pek zannetmiyorum.
Buraya kadar yazdıklarımı aslında ben komplo teorisi olarak kabul etmiyorum. ABD İran'ı tahrik etmek ve ülke içindeki yandaşlarını harekete geçirmek için yapıyor. Onların ise dikkate değer bir kıpırdanması yok. Amerika'nın ise beklemeye sabrı yok. İran ABD'ye resmen posta koyuyor. Bush yönetimi bu yüzden puan kaybediyor. Tek korkum ABD veya batı ülkelerinden birinde büyük bir terör saldırısı olması. İşte o zaman Amerika'nın ekmeğine bir de kaymak ilave edilmiş olur. İşte Amerikanın istediği kaosu tetikleyecek olayda budur. Gazi Paşa ne demişti " Yurtta sulh, Cihanda sulh." Şimdi şöyle bir araştırma yapıyorum kafamda. Atatürk'ün zamanı da dâhil olmak üzere bu zamana kadar Dünya'ya böyle büyük ve insanlık yanlısı bir devlet adamı gelmişmidir?
Necmi ÖZNEY
19.03.2007 Memleket Haber
13 Haziran 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder