18 Mayıs 2009 Pazartesi

KÜRESEL KRİZ FATURALARI HENÜZ KESİLMEYE BAŞLANMADI

Mayıs 2009 başından beri, Amerikancılar tarafından tüm dünyaya, ekonomik krizin en zor döneminin aşıldığı ve ABD ekonomisinde, düzelme sürecinin başladığı, propagandası yapılıyor. Dolayısıyla, ABD uydusu devletlerin politikacılarının da ekonomik başarı propagandaları da yapılmış ve lafla peynir gemileri yürütülmüş oluyor.

ABD de Mart ayında 695 bin kişi işsiz varken, Nisan ayında işsiz sayısı 565 bin kişiye inmiş, bu da ABD ekonomisinin artık düzelmeye başladığını gösteriyormuş. Bir ülkede, ekonomik kriz tüm şiddetiyle devam ediyor diyebilmek için, her ay, bir önceki aydan daha çok işsiz insanın olması mı gerekiyor?

Amerika genelinde, ekonomiye katılan işgücü yaklaşık % 20 oranında azalmıştır. Kazanacağı para ile tüketerek ekonomiyi canlı tutacak olan ve bu krizde işlerini kaybeden 16 milyon Amerikalı, eli böğründe evinde boş oturmakta, harcamalarından zorunlu kesintiler yapmakta ve ödeyemediği krediler Amerikan ekonominin daha da bozulmasına sebep olmaktadır.

Amerikan ekonomisinde krizin sonuna gelindiğine ve iyileşmenin başladığına dair elle tutulabilir bir işaret yoktur. Tam tersine bu kriz, başladığından bu yana geçen her ay daha da derinleşmiştir.

Böyle bir propaganda kampanyasının bu şekilde yapılması, ABD hükümetinin, ekonomik durumdaki gördüğü hakikatler karşısında ümitlerinin kırıldığını ve korkularının arttığını göstermektedir.

Bu işin doğrusu ise, yaşanılan bu krizin dünya devletleri arasındaki güç dengelerini temelden değiştirecek olması ve ABD’nin dünyanın süper gücü olma rüyalarına da son verecek bir sürecin başlangıcının sıfır noktası olduğudur.

Kriz daha çok, ABD kuyruğuna takılmış ülkelerde büyük tahribat yapacak ve o ülke insanlarına büyük zarar verecektir.

Ekonomik ve politik olarak ABD’nin bu krizden büyük kayıpla çıkacak olması çok normaldir. Bu yüzden kriz süreci boyunca şimdi yapılana benzeyen propaganda girişimleri ile daha çok karşılaşacağız demektir.

Amerikan ekonomisini bugünkü kriz ortamına getiren sebeplerden birisi, 1980 senesinde başlatılan yapısal değişim kararlarıdır. Bu süreç, Amerika da sermayenin ve doların gücüyle, üretmeden tüketen bir ekonomik ortam yaratmış ve birikimler sürekli olarak azalmıştır.

2001 senesinde baş gösteren krizden çıkabilmek için şişirilen gayrimenkul piyasası çıkışlı finansal balon, Amerikan halkına sıfırı tükettirmiştir. Vasat bir Amerikan ailesi, banka kartları kullanarak ve kredi alarak alıştığı harcamalara devam etmiş ve bu davranışın sonucu ise, Amerikan ekonomisindeki borç stokunun görülmemiş boyutlara ulaşması olmuştur.

ABD’de, aslında 25 yıldır sinsice seyreden ekonomik daralmanın hangi ekonomik güç tarafından finanse edildiğini araştırırsak, Amerikan dümen suyunda seyreden ülkelerin birikimleri ve kazançlarının, küreselleşme, özelleştirme gibi adlar verilen sömürü düzenleri kullanılarak soyulduğunu görebiliriz. Amerikalıların üretim yapmadan, nereden ve nasıl kazanıldığını düşünmeden, hak ederek kazanmadan, görgüsüzce tüketim yapmalarının faturasını çok daha acı ödeyecekleri zamanların gelmesi ise çok yakındır.

Anlayacağımız küresel ekonomik kriz denilen ve yaratacağı, daha da olumsuz durumlar henüz görülemeyen, hala dibe inmekte olan bu krizin faturalarının kesilmeye başlanacağı zaman, acaba Türkiye’de bu faturalar kimlerin sırtına yüklenecek endişe ile bekliyorum.

Necmi ÖZNEY