13 Haziran 2007 Çarşamba

Düşmanın mert olmalı ki…

Bir süre önce Doğu Akdeniz'de yaptığı petrol arama anlaşmaları ile gerilim yaratan güney Kıbrıs Rum yönetimi, şimdi de yeni sorunlar yaratma çalışması içine girdi. Eski EOKA'cı eli kanlı Papadopulos, hala pislik üretmeyi sürdürmekte. Petrol aramaya kalktı, Ticaret Tüzüğüne engel oldu, Fransa ile savunma ve işbirliği anlaşması yaptı ve Fransa'ya üs verdi. Hemen ardından Maraş'taki Vakıf mallarımızı gasp etmek için Aresti isimli rum kadının sözde malları konusunu açtı. Petrol anlaşması yapıyorum bahanesi ile deniz sahasını Türkiye'ye kapatmaya kalktı. Bu şımarık pislik tellal bu sefer de Doğu Akdeniz Hava sahasını Türklere kapatma girişimine kalktı. Poposunu Fransa'ya dayadı ya. Bu popo'yu garantiye alma veya verme rum'un özel becerilerinden herhalde. Rum'un oyunlarına zaten alışığız ama bu Fransa'ya ne oluyor. Ne işi var oralarda.

Bu düzenlenen yeni senaryo Ercan ve Geçitkale'ye servis veren ve sivil havacılığı düzenleyen KKTC kontrol kulesini devre dışı bırakma senaryosudur. Güya bu suretle Türkiye'nin Güney kıyıları ve KKTC'nin hava kontrol sahasına el atılacak, hattın güneyinde artık hava sahasını Rum Kontrolündeki Lârnaka Kulesi kontrol edecek. Bu da Ercan'a, ya da Geçitkale'ye sivil veya askeri uçak indirilememesi veya inse bile Rum kontrolü altında bir trafik olacağı anlamına gelecektir. Fransa'ya Kıbrıs antlaşmalarına ters olarak üs veren Güney Kıbrıs Rum yönetimi, Doğu Akdeniz'de savaş nedeni yaratmış olacaktır. Türkiye'nin önce denizde, şimdi de havada önünü kesmeye kalkmak, aptallıktır ve de savaş nedenidir. Aslında rum'un aklında hala Enosis vardır ve bu uğurda ateşle oynamaya kalkıyor. Bu oyuna AB'nin destek vereceğini ve AB'ye güvenerek Türk'ü durdurma düşüncesinin tutarı yoktur ve olamaz. Türkiye'de hiçbir organ ve güç, buna razı olamaz.

1 Mart'ta Lefkoşa FIR hattı Hava Trafik Kontrol Merkezinin temeli Eurocontrol Müdürünün katılımıyla atıldı. Türkiye'nin tam üyesi olduğu Eurocontrol'un katkılarıyla Güney Kıbrıs'ta Güneydoğu Akdeniz bölge hava trafik kontrol merkezi kuruluyor. Rum'un amacı 20 Temmuz 1974'de KKTC eline geçen, Kıbrıs'ın kuzeyini kapsayan hava sahasının, tekrar Rum kontrolü altına alınması. Rumlar, Türkiye'nin güney kısmı, Güney Akdeniz ve Ortadoğu başta olmak üzere bütün hava trafiğine giren çıkan her türlü askeri ve sivil uçuşları kontrol edecek tam bir hava trafiği kontrolünü ele geçirmek üzereler. Rumlar 2006 yılında yaklaşık 280 binin üzerinde uçuş yönetti. Yine verilerine göre Rumların 2015'e kadar yöneteceği uçuşlarda ise yaklaşık olarak yüzde 5 ile 10 artış bekleniyor.

Güney Kıbrıs'ta kurulan hava trafik kontrol merkezi sadece Kıbrıs ve bölgesini değil, aynı zamanda Avrupa hava sahası ile Ortadoğu bölgesinin Rumlar tarafından kontrol edilip yönetilmesini sağlayacaktır. Böylece Rumlar Kıbrıs adasından 50 misli daha büyük toprağın hava sahasını kontrol etmiş olacaklar. Bu da aynı zamanda Avrupa ile Ortadoğu arasında artan trafik akışı da Rum hava trafik kontrol merkezi tarafından yönetilecek demektir. Bu da Rum hava trafik kontrol merkezi ile aynı zamanda yeni radar bölge kaplama sisteminin de oluşturulacağı anlamına gelir. Bunun da Rum tarafının Akdeniz bölgesi hava trafik kontrol sisteminde daha etkin bir rol alacağının ve yaratacağı tehlikenin Türkiye açısından anlamını varın siz düşünün.

İşte Rumun tutumu bu. KKTC'de hâlâ birleşmek için her şeylerini feda etmeye hazır olduklarını, birleşme politikasından asla vazgeçmeyeceklerini böğüren danalar var mı? Kim kiminle nasıl birleşecek. Hazırlığınızı ona göre yapın. Rum'un bu sefer gözlerini kan bürümüş. Anavatan yavru vatan farkı yok uyanık olun.

Bu arada bir evvelki yazımda yazıp merak ettiğim rum Aresti kadının kazandığı mahkeme de temyize gidilmiş. Haber Rum basınından. Ama habere bakın nasıl verilmiş. " sürpriz denilecek bir gelişme yaşandı ve Kıbrıslı Rum Arestis'in Türkiye aleyhine AİHM' DE açtığı davaya ilişkin olarak 7 Aralık 2006 tarihinde alınan karara, Arestis'in ardından Türkiye'de temyiz başvurusunda bulundu. Türk tarafı temyiz başvurusunu, temyiz için verilen sürenin dolduğu son gün yaptı." Ne enteresan değil mi?

Necmi ÖZNEY

Memleket haber 12.03.2007

Hiç yorum yok: