13 Haziran 2007 Çarşamba

Fransa'dan etnik ayrımcılık

Gazetelerimizde son günlerde etnik ve dini kimliklerle ilgili olarak bir sürü istatistikler yayınlanmaya başladı. Hepsini de büyük bir ilgi ile izlemeye ve bu yayınları izlerken de yapım gereği tarafsızlık içinde olmaya ve sonuç kararımı ona göre vermeye çalışıyorum. Kendilerini medeniyetin ve demokrasinin merkezi olarak göstermeye çalışan batı ülkelerinden birine şöyle kısaca bir göz atalım. Avrupa'dan örnek olarak Fransa'da devlet ile etnik grup ilişkisinin nasıl olduğuna baktığımız zaman gördüğümüz durum şu;

Fransa'da yapılan çeşitli istatistiklere göre; Ülke içinde 17 etnik grubun yaşadığı biliniyor. Bir istatistikteki sayılar ise, boylarına, soylarına, din ve mezhebe göre değil, etnik kimliğe göre tasnif edilmiş. 17 grubun nüfus içindeki payı ise; %22. Bu etnik gruplardan 16 tanesinin nüfusu 100 binin üstünde. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse bu oranlar Türkiye için de aynı konuda istatistik yapan Andrew'sin aldığı sonuç rakamlarına göre, Türkiye'de ki etnik grupların toplam nüfusu; %11,9. 100 binin üstündeki grup sayısı ise, 5–6 olarak çıkıyor. Bir bakıyorsunuz her kafadan bir ses " Türkiye etnik mozaiktir "

Tablo Fransa'da böyle iken Fransa için, Fransa etnik bir mozaiktir kesinlikle denemez. Fransa'da mozaik kavramı, milli azınlık kavramı veya üst kimlik de asla kullanılamaz. Fransa, 1992 Anayasası'nın 2. maddesine; Fransızca Cumhuriyetin anadilidir ifadesini koymuştur. Bundan başka Fransa, Avrupa Konseyi kapsamında 11 üye ülkenin imzaladığı; Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı kavramını benimsememiş ve de kabul etmemiştir.

Fransa Anayasa Kurulu ( Bizdeki Anayasa mahkemesi) 1991 deki bir kararında; Fransa halkının unsurlarından Korsika halkı, ifadesini kullanmayı anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. Fransa 100 yılı aşkın zamandır ulusalcılık ve dil konusunda kesinlikle taviz vermemiştir. 1925 yılında ulusal bütünlüğün sağlanması için devrin Milli Eğitim Bakanı "etnik grup" dilleri ile ilgili olarak şöyle demiştir. Bu anlayış şu anda da hilafsız aynen geçerlidir. "Fransa'nın tarihsel ve ulusal birliği için, Brötanca'nın ortadan kalkması gerekir, Aksi halde ulusal dil birliği ve ulusal birlik sağlanamaz." Hakikaten iyi demiş mösyö. Ağzına sağlık.

Sosyal bilimlerde etik olan, çifte standarda başvurmamaktır. Demokrasilerde ölçüler bellidir. Ulusçulukta ölçüler bellidir. Bazı şeyler yeniden keşfedilmeyecektir. Azınlıklar ve resmi dil konusunda Fransa için doğru olan Türkiye içinde doğrudur. Bu tür ilkeler konusunda çifte standartlı ölçüler kullanmak ya güvenirliği yitirmek ya da sahtekârlık yapmak demektir.
Bağımsız bir devlet olmasına rağmen bugün Cezayir'de Fransa'nın kültürel izlerini bütün çıplaklığıyla görebilirsiniz. Hatta ve hatta Fransızların yaptığı soykırımın izlerini de açık açık görebilirsiniz. Yahu burada soykırım yaptınız dediğiniz zaman size verilecek cevap " hayır biz burada soykırım yapmadık, kırım yapmış olabiliriz." Olacaktır. Evet, Cezayir de Fransızlar tarafından soykırım yapılmıştır. Bununla da yetinilmemiş Cezayir'de dil ve kültür soykırımı da yapılmıştır. Fransızca, Arapçadan daha yaygın olarak konuşulmaktadır. Bu ülkenin damak tadında bile Fransa'nın izleri vardır. Fransız mutfağı ülkeye egemendir. Bugün Cezayir sokaklarında şöyle bir dolaşsanız o anda Paris'te olduğunuzu zannedersiniz. Bu benzerlik gelişmişlik açısından değil, özenti kültürü açısındandır. Zaten üzücü olan da budur. Dilini ve kültürünü kaybedenlerin uşaklaşması mukadderdir. Nitekim öyle de olmuştur. Bundan Türk milleti olarak hepimizin ders alması gerekir. Bakın Cezayir televizyonunu izleyin yazdıklarımın doğruluğunu göreceksiniz.

Fransız tarihi Cezayir'de uyguladığı soykırımın sorgusunu yapamadı. Bu gün Cezayir asıllı Fransız gençleri Fransa'nın varoşlarında yaşıyorlar ve Fransa'daki ırkçı eğitim sistemi içindeler. Kendi halkına düşman olarak veya Fransa'ya yardakçı olarak yetiştiriliyorlar. İşte size canlı, kanlı ve acı bir örnek. Cezayir şu anda 50 yıl geri kalmış ama farkında değil. Fark etmesi ise en az 100 yıl alacak. Ya o zaman neler olacak.

Necmi ÖZNEY

29.03.2007 Memleket haber

Hiç yorum yok: