21 Haziran 2007 Perşembe

AB'ye dert sanki zavallı Malta'nın başına gelecekler

Dünya Atmosferinin iki derece ısınmasının canlıların üçte birinin neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya getireceği artık bilim adamlarının raporlarına geçmiş durumda. Hatta Dünya bile insanlar tarafından yaratılan kirliliğe karşı kendini koruyamayacak duruma geldi. Birleşmiş Milletler İklim komisyonunda üye olan bilim adamlarının bir süre önce yayınladıkları raporda, küresel ısınmanın meydana getireceği sonuçlarla ilgili çok ciddi uyarılar var.

Raporu hazırlayan uzmanlar küresel ısınmanın yiyecek ve sağlık sıkıntısına yol açacağını ve bunun da en çok yoksulları etkileyeceğini söylüyorlar. Genelde emperyalist ve zengin ülke yöneticileri gerçekleri Dünya ülkelerinden gizlemek için rapordaki bazı uyarılara itiraz ederek, ya daha hafif hale getirdiler, ya da tümüyle rapordan çıkarttılar. Kendi yaptıkları olumsuzlukları Dünya kamuoyundan gizlediler. İklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle ilgili bölümlere en çok Amerika, bazı AB ülkeleri, Çin ve Suudi Arabistan itiraz etti.

Bilim adamlarının katkısıyla hazırlanan raporun birincisi 2007'nin Şubat ayında yayınlanmıştı. Bu raporda küresel ısınmanın gerçek olduğu ve insanlar tarafından yapılan işlemlerden kaynaklandığı vurgulanıyordu. Yeni raporda ise daha çok küresel ısınmanın dünyada yaşamı nasıl etkileyeceği hakkında detaylı bilgi veriliyor. Raporun değiştirildiği olgusundan hareket ederek raporu bir kenara bırakalım ve reel durum takibi yapalım. Hem de AB üyesi bir ülkenin, Malta'nın başına gelenlere daha doğrusu başına geleceklere bakmaya çalışalım.

Malta adasında tahminen 450 bin kişi yaşıyor. Kilometre kare başına düşen nüfus adedine bakacak olursak Dünyanın en kalabalık yerlerinden bir tanesi. Ama aynı zamanda iklim değişikliğinin zararlarına karşı da korunmasız durumda bir ada ülkesi. Akdeniz'de küresel ısınmanın etkisiyle su seviyelerinin yükselmesi yüzünden, adanın bazı kesimleri sular altında kalma tehlikesi altında.

Ancak su seviyesinin yükselmesini ilk elde önemsemez isek, yükselme ile beraber oluşan bir başka ve en büyük tehlike de içme suyu sıkıntısı olacak. Susuzluk Malta'da çoktan hissedilmeye başlandı bile. Turizm sezonu olan yaz aylarında Malta'nın nüfusu üçe katlanıyor. Bu durum, adanın altından geçen tarih boyunca kullanılmış temiz su kaynakları üzerinde de aşırı tüketim yapılarak olumsuz etki yapacak.

Maltalılar yüzlerce yıl boyunca temiz suyu elde edebilmek için galeri olarak adlandırılan yeraltı tünellerini kullanıyorlar. Bu galeriler, yerin 97 metre altında. Asansörlerle inilebilen bu tüneller kilometrelerce uzunlukta ve yarıya kadar suyla dolu. Tünellerdeki su temiz. Ama hemen 10 metre altında tuzlu su var. Temiz su tuzlu sudan daha hafif olduğundan, deniz suyunun üzerine çıkıyor. Bu temiz su daha sonra yer seviyesine pompalanarak evlere ve adadaki tesislere dağıtılıyor. Ne var ki küresel ısınma yüzünden tuzlu su da yavaş yavaş yükselmeye başlamış durumda. Malta'da bu durum gelecekte bu yeraltı galerilerinin kullanımında büyük güçlüklere neden olacak.

Son yapılan araştırmalara göre galerilerdeki su seviyesi, 2050 – 2100 yılları arasında 100 cm. kadar yükselmiş olacak. Deniz suyu ve temiz suyun seviyesi beraber yükseleceğinden temiz su pompalanan galerilere tuzlu suyun karışma ihtimali de oran olarak artacak. İçme suyundaki tuzluluk oranının artması adanın bazı kesimlerinde bugünlerde bile çoktan hissedilmeye başlanmış durumda. Yağmurların azalması nedeniyle, sudaki tuz oranının arttığı belirtiliyor. Adada organik üretim yapan çiftçiler, sudaki tuz oranının normal seviyenin iki katına çıktığını, sulamayı bu kaynaktan yapmanın ağaçların ve bitkilerin ölümü anlamına geleceğini anlatıyorlar.
Malta yönetimi şimdilerde sudaki tuz oranının azaltılmasını sağlayacak yatırımlara hız vermiş durumdalar. Adada içilebilir suyun yarısı daha şimdiden bu şekilde üretilir hale gelmiş vaziyette. Ancak tuz oranını azaltan tesisler de enerji olarak petrol kullandıklarından küresel ısınmayı hızlandırıyor ve iklim bozulmasına katkı sağlamış oluyorlar. Avrupa Birliği üyesi olarak Malta, karbon gazlarının azaltması yolundaki ikazlar ile Brüksel'in baskısıyla karşı karşıya kalıyor. Ancak, bu durum ekonomisi turizme dayalı Malta'da halkın aç ve işsiz kalması anlamına gelecek. Bunu kimse düşünmüyor. Yarınların kime ne olumsuzluklar ne felaketler getireceği belli değil.
Bush ve avenesinin yerinde olsam alırım üç beş kilo kına yakmaya başlarım. Malta'ya bir askeri üs ve bir silah fabrikası kurar hem Maltalıları aç ve işsiz bırakmam hem de sağa sola saldırır etrafı yağmalarım. Yer içer keyfime bakarım. Bana ne insanlıktan yahu.

Bush ve pentagon insan hakları ihlali ve insanlara yalan söyleme birincisi seçildiler. Hakikat bu

şaka değil Amerikanın sesi radyosu verdi haberi.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: