Kuzey Irak'ta bazı şeyler oluyor ki insan bazen orada yaşayanlara acıyası geliyor. Kuzey Irak'ta halk eziliyor. Olayları kavramak ve bölge halkına gerçeği anlatmak gerekiyor. Devlet kurduğunu iddia eden zibidi bir aşiret reisi, aslında aşiret değil de çete reisi demek daha yerinde olur. Belli bir azınlık olan Barzani işbirlikçilerinin haricinde doğru dürüst bir işi, aşı olan yok. Kaçakçılık ve çeşitli yolsuzluklar yapan Barzani ve etrafında konuşlanmış çetesi parmaklarını yalıyor fakat Kürt halkının mühim bir kısmı şu anda yoksulluk içinde yaşıyor. Peşmerge kelimesi burada asker unvanı gibi hissedilir ama aslında Barzani çetesi, Barzani militanı demektir. Buradaki halkın çoğunluğu Barzani ve işbirlikçilere aslında şüphe ile bakmaktadır.
Kendilerinden olmayan ve Amerika ile işbirliği yapılmasından rahatsız olan ve diğer Kürtleri ezen, onları zorla tekeline alan, sömüren ve onları temsil etmeyen bu aşirete için, için kızıyorlar. Yani Kuzey Irak yalnızca Barzani ve Talabani aşiretlerinden meydana gelmiyor. Bu Kürtler şu anda şiddetin kendi bölgelerine sıçramasından korkuyorlar, Ankara'da Türkiye-Suriye görüşmeleri, Kerkük'ün de ülkede yaşanan iç savaşa dâhil olacak üçüncü bir cephe haline gelebileceği, Irak'ta güvenlik için yoğun bir güç oluşturulması, ABD'nin Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan yardımcılarından Bryza'nın Türkiye'nin tek taraflı olarak Irak'a müdahale etmesinin uzun vadede faydalı olmayacağını belirtmesi, eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Brzezinski'nin Irak'taki savaşın İran ile çatışmaya neden olabilecek bir bela olduğunu açıklaması, Amerikan istihbarat örgütlerinin Irak'ın birbirleriyle savaşan etnik devletlere bölünebileceği yönündeki açıklamaları, Irak dağlarında İran'a karşı savaş için Kürtlerin eğitilmesi, bu aşiretlerin bir anda bir ateş çemberi içinde kalabilecekleri olasılığı halkı rahatsız ediyor. Tuzu kuru Barzanicilerin hareketlerinin aslında Kürt halkı için zorlu ve acılarla dolu bir yol olacağının farkındalar. Bu arada iç ağaların baskısı altında olan halk birde PKK gibi bir terörist grubun aralarında dolaşmasından da rahatsızlar. BM Mülteciler Yüksek Komiserliğine göre oldukça mühim oranda kuzey ıraklı genç Kürt nüfusunun son üç yılda komşu ülkelere göç etmesi, olayları bariz bir şekilde açıklıyor zannederim.
Kürt yetkililer, Irak'ın büyük bir kısmını etkileyen şiddetten kendi bölgelerini, kendi menfaatleri için korumaya çalışıyorlar. Fakat iç sorunlar giderek büyüyor. Birçok genç Iraklı Kürdün ayrılmak istediği kuzey Irak'ta gençlerin hafta sonları yapabilecekleri fazla bir şey yok. 15 ila 20 yaşları arasındaki bu genç Kürtler, birkaç gri renkli harabe ev arasındaki üstü çöp dolu alanda futbol oynuyorlar. Oyuncular o kadar oyuna kaptırmışlar ki kendilerini, kalenin arkasında gezinen ineği ve köylerdeki camilerden yankılanan ezan seslerini umursamıyorlar bile.
Yabancı gazetecilerin konuştuğu bir grup genç, hepimiz yaz gelir gelmez ülkeyi terk etmeyi planlıyoruz, çünkü bu ülke ve Barzani, bizi düş kırıklığına uğrattı şeklindeki fikirlerini söylüyorlar. Kuzey Irak'ın bir ucundan öteki ucuna kadar hemen, hemen bütün genç Kürtlerin şikâyeti aynı; iş yok, yolsuzluk almış başını gitmiş, sınırlı politik özgürlük ve sınırlı elektrik var. Üç yıl önce Saddam Hüseyin'in alaşağı edilmesini Kürdistan bayrağı sallayarak, halay çekerek kutlayan Kürtlerden bunları duymak şaşırtıcı. Kendilerini baskı altında hisseden yeni nesil Kürtler, şimdi Avrupa'ya kaçarak iş bulmaktan bahsediyor. Birçoğu da zaten gitmiş. Geçtiğimiz Eylül ayında Yunanistan'a kaçak olarak giren 24 yaşındaki bir Kürt genci Atina'daki bir lokantada çalışarak ayda 1000 dolar kazanıyormuş. Bu gencin annesi, önce oğlunun gitmesine karşı çıktığını, fakat oğlu gittikten sonra fikrini değiştirdiğini belirtiyor. Kürtlerin Saddam'dan özgürlüklerini almak için çok uğraştıklarını, ama aslında Kürt yetkililerin sadece halkın parasını çalabilmek ve kendi çıkarları için çabaladıklarını söylüyor, bu nedenle bütün gençlerin ülkeyi terk etmeye çalıştıkların sözlerine ekliyor. Burada günde sadece iki saat elektrik var ve kış günleri odalarını ısıtabilecek yakıt ise çok pahalı.
Bir bölgesel yönetimi yetkilisi ise, Hayatımız mücadele ile geçti. Şimdi Irak Kürt bölgesinin gerçek anlamda özerkliğini kazanmışken ve özellikle de şimdilerde dışarıdan yabancı işçi getirilirken, neden bu kadar gencin ülkeden kaçmaya çalıştığını anlamadığını söylüyor. Neden gençler diğer ülkelere gitmek için ayrılıyorlar diye olayı sorguluyor.
Eskiden Saddam'a karşı özgürlük için savaşan Kürtler, şimdilerde ülke içinde yetişen yeni nesil gençler ile güçlerini paylaşmak istemiyorlar. Kürt güvenlik güçleri, Halepçe gibi şehirlerde protestoculara karşı çoğu kez kaba kuvvet uyguluyorlar. Gençler, "burası hapishane gibi ve başımızdakiler zalim" diyorlar ve bu yaz Avrupa'ya kaçak olarak girmeye çalışacaklarını, bunu yaparken ölmeyi bile göze alacaklarını ifade ediyorlar. İşte bu durum da Irak'ta ki aynanın bir arkası. O kadar çok ayna arkası var ki. Uzun lafın kısası, çeşitli unvanlar altında kurulu bir ağalık ve sömürü düzeni. Ayni ile vaki. Türkiye'de ağalık düzeni yok mu zannediyorsunuz. Sıkıysa ağaların kurmuş olduğu tezgâha veya avantalarına yan bakılsın. Onlar her yerde şimdi. Halkın kanını emiyorlar.
Necmi ÖZNEY
14.02.2007 Memleket Haber
27 Mayıs 2007 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder