ABD, Türkiye ve Rusya arası barış ve ticaret işbirliğinden rahatsız. Üstelik bunu açık toplantılar da dile getirmekten de kaçınmıyorlar. Bir Amerikalının yapılan bir toplantıda, orada olan Türk milletvekillerine söyledikleri bunun kanıtı.
Washington’da ki bir Kuruluşun tertip etiği bir toplantıda verilen brifingde bir Amerikalı sert bir tonda Türk milletvekillerine şöyle çıkışıyor.
"Siz Rusya ile işbirliği yapıyorsunuz. Ruslarla ittifak halinde, Büyük Karadeniz Projemize karşı çıkıyorsunuz. Bu bizimle ittifak halindeki Ukrayna, Gürcistan, Bulgaristan ve Romanya’yı da çok üzüyor. Müttefikimiz ve NATO’nun bir üyesi olarak bu tavrınızı yadırgıyoruz. ." Bu cümlelerin anlamı, siz sömürge bir ülkesiniz. Biz Dünya’nın efendisiyiz. Dolayısı ile sizin kıyılarınız da, topraklarınız da her hangi bir hükümranlık hakkınız yok. Haddinizi bilin çizmeyi aşmayın demektir.
İki komşu ülkenin Karadeniz’in güvenliği konusundaki tutumlarının da paralel olması, Washington’da rahatsızlık yarattı. Bu rahatsızlık, Dışişleri Bakanı Abdullah Gülün ABD ziyaret ettiği şu günlerde etkili Amerikan çevreleri tarafından dile getirildi. ABD Türkiye’yi "Rus işbirlikçisi" olmakla suçluyor.
ABD’nin Karadeniz’i kendi çıkar sahası ilan edip bölgeye egemen olma çabası, Türkiye ve Rusya’nın çabalarıyla engellenmişti. Aynı zamanda kısa süre önce Türkiye, Karadeniz’de ki askeri tatbikatlarına Rusya’yı da davet etmiş ve iki ülke bu alanda ortak girişimlerde bulunma kararı almıştı. Tüm bunlar ve Ankara ile Moskova arasındaki işbirliği ortamı ABD ve AB’de kaygı yaratıyor.
Karadeniz bir iç denizdir. Bu iç denizin sahipleri de Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerdir. Bizim çabamız burasının bir barış denizi, bir ekonomik göl haline getirilmesi olmalıdır. Zaten insanlık ve komşuluk ilişkileri bunu söyler. Karadeniz Ekonomik işbirliği uzun yıllardır çalışıyor, ayrıca Karadeniz Uyum Girişimi ve Karadeniz Gücü de oluştu. Güvenlikle ilgili olarak Karadeniz’de her hangi bir sorunumuz yok. Eğer sorun çözmek istiyorsak, öncelikle ittifak içinde olduğumuz Gürcistan’ın karmaşık hale gelmiş Güney Osetya ve Abhazya, Azerbaycan’ın Karabağ sorunlarının çözümü için odaklanmamız gerekir. Kafkaslarda yaşanan sıkıntıların barışçı yollarla çözümüne destek verelim. Bu sorunlar çözülmeden başka sorunlar yaratarak tekrar düşmanca gelişmelere fırsat vermeyelim.
Karadeniz bir iç denizdir demiştik. Türkiye ve Rusya Karadeniz deki etkinliklerini bölge ile ilgisi ve herhangi bir işi olmayan bir güçle elbette paylaşmak istemezler. Enerji başta olmak üzere, ticari alanda da büyük bir işbirliği içine girmeye çalıştığımız komşumuz Rusya’nın Karadeniz’de izole edilmek istenmesine insanın gönlü razı olmaması gerekir. ABD ve AB’nin bir yağma hesabı olan Büyük Karadeniz Projesinin, bölgede sağlanmaya çalışılan işbirliği ve barış ortamını ilerde çıkmaza sokacak bir sonuca yol açacağını anlamaya ve anlatmaya çalışmamız gerekiyor.
Size bir şey hatırlatmak istiyorum. 1974 senesinde, Kıbrıs’ta Türk halkı yok olma tehlikesi içinde iken. Garantör ülke olarak anlaşmalar gereği adaya çıktığımızda koyulan ambargolardan bahsetmek istemiyorum. Bize Avrupalı dostçuklarımızın yapıştırdığı yaftayı anımsatmak istiyorum. “ Türkiye yayılmacı bir politika izliyor.” Basit bir mantık kullanın. ABD ve AB neler yapıyor. Yayılmacı politika ne demekmiş görün. Bu kadar ikiyüzlü. İnsanlar ve devletlerarasında barışın kurulmasını istemeyen, Dünya da devamlı karışıklık ve düşmanlık olsun isteyen bu insanlar nasıl insanlar ve bölgesel yardakçıları nasıl insanlar. Vicdanları nasıl rahat ediyor veya rahat mı acaba?
Necmi ÖZNEY
19.02.2007 Memleket Haber
27 Mayıs 2007 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder