27 Mayıs 2007 Pazar

KÜRESEL ISINMA KOMPLO TEORİSİ 2

Hakikaten Türkiye üzere gizli oyunlar oynanıyor mu? Pekâlâ, oynanıyor, fakat sebepler nelerdir acaba? Tarihin her anında olduğu gibi günümüzde de Anadolu, Dünya halkları ve devletleri arasında güç dengelerini etkileyecek sürekli çıkar çatışmalarının odak noktası olmuştur. Tanrı bizim yazımızı yazarken, insanlık için Türklere bir rol vermiş ve bu rol gereği bizi Anadolu'ya yönlendirmiştir. Büyük Atamızın araştırdığı, fakat ömrünün yetmediği bir soruyu da parantez içinde buraya yazmak lazım. Biz Orta Asya'ya nereden geldik? Bu soruyu her fırsatta araştırın. Neler göreceksiniz neler. Konumuza dönersek, niçin Yüce Tanrı'nın bu planı yapıp ta uygulamaya koyduğu. Çünkü Avrupa, Asya, Ortadoğu, Kafkaslar ve K. Afrika'yı yani Dünya'yı kontrol altında tutabilecek bir noktadadır dersek abartmış olmayız. Yalnız bir şartla. Ya çok adil ve kuvvetli olacaksın, ya da bu işten vazgeçeceksin. Çünkü Anadolu'ya hâkimiyet ateşle imtihan ister. Anadolu mertlik ister, bağımsızlık aşığı millet ister. Anadolu, Atatürk gibi vatanseverler ister, Adam gibi adamlar ister.
Yurdumuz, üzerinde ve yakın çevresinde dünya geleceğini etkileyecek düzeyde sürekli ve çok yönlü çıkar ve güç çatışmalarına sahne olan hassas bir coğrafi konuma sahiptir. Olaylara baktığımız zaman, tarih öncesi devirlerde dahi bu böyle olmuştur. Bırakın uzak geçmişleri, en yakın tarih olan Çanakkale savaşlarını aklınıza getirdiğiniz zaman bile göreceğiniz haçlı ordusu devamıdır. Çok mu komplo teorisi geldi acaba? Hayır, hiçte öyle gelmemeli. Bunu ben demedim de, yazmadım da, uydurmadım da. Şimdi hatırlayın bakalım. Bush, yaptığı bir konuşma da, Ortadoğu da ki işgalini "Haçlı Ordusu"na benzetmedi mi? Oradakiler haçlı ordusudur demedi mi? Aslanımın dili sürçtü. Biz de fırsat bu fırsat, teori üretmeye başladık.
Daha önceki yazılarımdan birinde küresel ısınmadan ve Amerika'nın ne yapabileceğini biraz mizahi bir tarzda anlatmaya çalışmıştım. Biraz abartılı gibi görünse de adamımı tanırım. Abartı yok. İşte size bir teori daha. Yine küresel ısınma ama bu bilimsel bir çalışma. Ayni ile vaki olarak ta Amerikan bilim adamlarının çalışması.
ABD'nin tüm Ortadoğu politikasının sadece petrol rezervlerinin kontrolü olduğu tezinden farklı bir şeyler de öne sürmek gerekmektedir. İşin petrol kısmını zaten, çobanından strateji uzmanına, hatta ilkokul öğrencisine kadar kime sorsanız size söyleyecektir.
Peki, o zaman başka hangi gerekçeler vardır ki Emperyalist güçlerin Ortadoğu'yu kontrol altına alma isteklerinin altında. Bunun cevabı ta Amerika'dan, Pentagon'dan geldi. Askeri Strateji Uzmanı olan ve Pentagon'un en baba ırkçısı Marshall'ın 2004'te hazırlayıp Bush'a verdiği raporunda açık, açık yazmış ve sağır sultan bile biliyor. O da duymuş. Gizli değil yani.
Rapor şöyle kısaca önümüzdeki 25–50 yıl içinde Avrupa'nın kuzeyi aniden çok soğuyacak. İngiltere'nin büyük bir kısmı tamamen buzlar altında kalacak. Hollanda sulara gömülecek. Avrupa'nın İklimi değişecek ve bu yeni buz devri insanları göçe, dolayısıyla savaşa zorlayacak. Bu iklim değişimi, Türkiye, Güneydoğu Avrupa ülkeleri ve Ortadoğu bölgesi gibi yerleri daha az etkileyecek.
Peki, nasıl olacak da Avrupa,25–50 yıl gibi iklim değişimi açısından kısacık sayılabilecek bir dönemde buzullarla kaplanacak? Bunu ilk önce şöyle açıklamak gerekir: Bilindiği üzere kuzey yarım kürede ekvatordan kuzeye doğru gidildikçe küresel konum gereği güneş ışınları daha az açıyla yeryüzüne çarpar ve sıcaklık azalır. Bu gibi etkilere coğrafyacılar kısaca enlem etkisi diyorlar. Türkiye'de bile. 36–42 derece Kuzey enlemleri arasında olduğu halde kışın yoğun kış görüntüleri yaşanıp, hatta sokakta kalanlar donuyorken nasıl oluyor da 50.-58. derece kuzey enlemleri arasında olan İngiltere'de veya 70. kuzey enlemde bile toprağı olan Finlandiya'daki soğuklarda hala yaşam bulunuyor? Sebebi ve cevabı ise. Kuzey Atlantik akıntısıdır.
Peki, nedir bu Kuzey Atlantik akıntısı? Nasıldır? Buyurun cevabı bu. Muazzam su kütleleri saatte dokuz kilometrelik bir hızla Karayipler'den, Amerika'nın doğu kıyısına akarak Atlantik'i aşıyor ve son olarak Kuzey Denizi'ne giriyor. Tropik akıntılar Atlantik bölgesine tabiat kanunlarının vaat ettiğinden daha sıcak bir iklim sunuyor. Okyanustan Kuzeybatı Avrupa'ya taşınan ısıtma sistemi 250.000 atom santralinin enerjisine eşitmiş. Özelikle de kış ayları bu akıntı olmasa ortalama 5–6 derece daha soğuk olurmuş. (Buzul çağı ortalaması ile günümüz sıcaklığının ortalaması arasındaki fark 5 derecedir.) Örneğin Norveç'te Alaska soğuğu olur, Almanya Sibirya iklimine döner, İngiltere'de ağaç olmayabilirmiş.

Bu akıntı İzlanda sularında fizik kanunlarına göre tetiklenmektedir. Dünyadaki tüm ırmakların dan 20 misli daha fazla suya sahip olan bu yüzey akıntısı burada hızla soğuyarak ağırlaşır ve 3 km. kadar derinliğe çökerek güneye doğru akar. Bu şekilde oluşan dümen suyu tropikal bölgelerde oluşan sıcak suyu yukarı çeker.
Fakat deniz suyu yeterli tuz içerdiği zaman dibe çökecek kadar ağırlaşarak bu olayı tetikleyebilir. Deniz suyu çok daha hafif olan tatlı su ile beslendiğinde bu durum çalışmaz. Yani okyanuslardaki büyük akıntılar felce uğrar. Bu da felaketler zincirini tetikler. İşte iklim bilimciler ve dolayısıyla da Amerika bundan da korkuyor. Çünkü küresel ısınma yüzünden tropikal bölgelerde daha fazla su buharlaşırsa, kuzeyde daha çok yağmur yağar ve deniz suyunun tuz oranı azalır.
Kuzey Denizi'ndeki bu düzenin şimdiden bozulmaya başladığını düşünen bazı bilim adamları da mevcut.2004 yılında ve Nature dergisinde, eski ölçümlerle karşılaştırıldığında Kuzey Atlantik akıntısının %20 oranında zayıfladığını açıklamıştı araştırmacı Mr. Hensen.
Bir yandan da küresel ısınma buzulları hızla eritmekte, tuzlu okyanus sularına karışan tatlı buzullar devamlı tuz oranını düşürmeye devam etmektedir. Yani buzulların erimesi de Kuzey Atlantik Akıntısı'nı durdurucu yönde etki yapmaktadır.
Peki, Avrupa'nın küresel ısınma nedeniyle önümüzdeki 25–50 yıl içinde çok sert bir kış iklimine girmesi siyasi açıdan ne gibi sıkıntılar çıkaracaktır? Cevabı çok basittir. Küresel ısınmadan çok daha az etkilenecek olan Türkiye ve çevresinin bir cazibe merkezi olmaya başlamasıyla başta ABD, daha sonra da İngiltere olmak üzere bu coğrafyalarda "Ağalık" yapmak isteyeceklerdir. Belki de %30'u kıyılarda yaşayan Avrupa nüfusunun daha içlere göç etme isteği yüzünden, yaşanabilir alanlar yüzünden savaşlar çıkacaktır. Tabi ki bu gelişmeleri ABD ve İngiltere kendileri kontrol etmek isteyeceklerdir. Dünya'yı onlar kirlettiği halde, yine onlar kargaşa yaratacak ve bu kaostan faydalanarak halkların ocağını söndürecek, yine Dünya'yı kan gölüne çevireceklerdir.
Durum ortadadır.Bir duvara toslanacak. Bu duvar küresel ısınma ve iklim değişikliğidir. Eğer Kuzey Avrupa 25–50 yıl içinde buz iklimine girerse gelişebilecek siyasi kaostan Türkiye'nin çok daha az etkilenmesi için küresel ısınmanın savaş sebebi olduğunu bilmesi gerekmektedir. Çünkü Dünya bir iklim felaketi yaşarsa Türkiye gibi iç denizler arasında kalmış ülkeler yaşanılabilecek tek yer olacaktır. Onun için vatanımızın tapularına iyi sahip çıkalım. Lozan'ı deldirtmeyelim. İç barış ve refah için Atatürk'ün fikirlerine iyi sarılalım. İster ekonomik, ister beşeri. Şimdi ve gelecekte Gazi Paşa'nın yaydığı ışığa çok ihtiyacımız olacak.
Bu yazıları niçin yazıyoruz acaba.
Milletimizin kaderi, kendi iradesi ve kararlarıyla katılmadığı, fakat iç ve dış güçler tarafından yönlendirildiği için. Toplum devamlı olarak, yapay sorunlarla meşgul edildiği ve partizanca tutumlarla gerildiği için. Milli değerlerimiz, devamlı tehlike ve baskı altında tutulduğu için. Daha da önemlisi. Yukarıda yazılanların, bizim düşüncelerimizden değil. Kahrolası emperyalist beyinlerden çıktığı ve bunlara karşı uyanık olabilmemiz için.
Rahat uyu Atam. Devrimlerinin ve vatanımızın bekçiyiz.
Necmi Özney
necmiozney@gmail.com
24.01.2007 Memleket haber

Hiç yorum yok: