Eve dönüş yasası tartışmaları sürerken zamanı boşa geçirmeseydik keşke. Öncelikle, 221. madde üzerinde çalışanların yasayı bir kenara bırakıp çok acil olarak yapması gereken bir şey vardı. Kurban bayramı arifesi başlayacak ve 02.Ocak.2008 tarihinde sona erecek, sınırlı zamanlı bir af çıkarmayı düşünmeleri gerekirdi. Sınırlar açılır, PKK teröristleri de silahlarını sınırda emanetçi Sultana’ya bırakıp gelirler, aileleri ile bayramlaşır. Yılbaşını aileleri ile kutlar, hatta Taksim meydanında hep beraber halay çekerdik. 221.maddenin sağını, solunu, önünü ve arkasını çekiştirerek PKK ile masaya oturmanın kabul edilmesi için daha ne gibi istekleri olabileceği hakkında fikirlerini alırdık. Çok ayıp ettik.
221.madde için PKK’ya af yasasıdır gibi sözler kullanmayın, şehit aileleri gıcık kapar. Olayı daha yumuşak gibi görünecek ama daha geliştirilmiş mana ifade eden siyasallaşma deyimini kullanın. Halk ne der bu işe diyenlerinizi duyar gibiyim. Boş verin halkı, halk kimmiş yahu. Bende bulsam % bilmem kaç desteği, halkı, milleti ben bile takmazdım.
Arada anlayış farkımı var bilemiyorum ama hani derler ya, felsefesi ve görüşü farklı, öyle bir şey işte. Sayın başbakan dağıt kömürü Türkiye havaya uçar diyor. Bunlar arabaları yakıyor, sağa sola patlayıcı koyup Türkiye’yi havaya uçurmaya çalışıyorlar.
Abartmayın, sadece davranış ve anlayış farkı hepsi bu kadar. Fark anlayışta. Tabii ki anlayış ve felsefe farklı olunca, uygulama ve strateji de farklıdır. Farklara tahammül etmek de demokrasinin temeli olduğuna göre… O halde PKK siyasallaştırılmaya çalışılıyor demenin ve halkı uyandırmanın ne âlemi var?
Bu eve dönüş şarkısını söyleyenlerin çok dikkat etmeleri ve vereceği sonucu çok iyi görmeleri lazım. Şu veya bu şekilde af veya eve dönüş yasası adı altında yapılacak her şey PKK'nın siyasallaşmasının kabul edilmesi demektir. İşte o zaman Türkiye, Türkiye olmaktan çıkar. ABD ve AB’nin şırıngaladığı bu düşünceyi bir politikacı olarak dillendirmek dahi, bu projenin ne anlama geldiğini bilmek ve biz Türkleri enayi olarak gören sivri zekâlı, medeniyeti kendinden menkul Batı’nın BOP projesine destek vermek demektir.
Böyle bir yasa düzenlemesi yapıldığı anda, muhatap olarak Barzani ve Talabani’yi kabul etmiş olacağımızı ve bu işin sonunun kuzey Irak’ın muhtariyetine yardım olacağını da unutmayalım.
Ben tarlaları çevreleyen kazıkları görünce, aklıma hep ağızdan çıkan sözler gelir. Düzgün kesilmiş kazıklar, mertçe söylenen sözler gibidir. Çatal kazıklar ise ikircikli samimiyetsiz sözleri çağrıştırır bana.
İşte düz kazıklar yere çakılır araziyi korurlar. Çatal kazık toprağa girmez, bir halta da yaramazlar.
Necmi ÖZNEY
221.madde için PKK’ya af yasasıdır gibi sözler kullanmayın, şehit aileleri gıcık kapar. Olayı daha yumuşak gibi görünecek ama daha geliştirilmiş mana ifade eden siyasallaşma deyimini kullanın. Halk ne der bu işe diyenlerinizi duyar gibiyim. Boş verin halkı, halk kimmiş yahu. Bende bulsam % bilmem kaç desteği, halkı, milleti ben bile takmazdım.
Arada anlayış farkımı var bilemiyorum ama hani derler ya, felsefesi ve görüşü farklı, öyle bir şey işte. Sayın başbakan dağıt kömürü Türkiye havaya uçar diyor. Bunlar arabaları yakıyor, sağa sola patlayıcı koyup Türkiye’yi havaya uçurmaya çalışıyorlar.
Abartmayın, sadece davranış ve anlayış farkı hepsi bu kadar. Fark anlayışta. Tabii ki anlayış ve felsefe farklı olunca, uygulama ve strateji de farklıdır. Farklara tahammül etmek de demokrasinin temeli olduğuna göre… O halde PKK siyasallaştırılmaya çalışılıyor demenin ve halkı uyandırmanın ne âlemi var?
Bu eve dönüş şarkısını söyleyenlerin çok dikkat etmeleri ve vereceği sonucu çok iyi görmeleri lazım. Şu veya bu şekilde af veya eve dönüş yasası adı altında yapılacak her şey PKK'nın siyasallaşmasının kabul edilmesi demektir. İşte o zaman Türkiye, Türkiye olmaktan çıkar. ABD ve AB’nin şırıngaladığı bu düşünceyi bir politikacı olarak dillendirmek dahi, bu projenin ne anlama geldiğini bilmek ve biz Türkleri enayi olarak gören sivri zekâlı, medeniyeti kendinden menkul Batı’nın BOP projesine destek vermek demektir.
Böyle bir yasa düzenlemesi yapıldığı anda, muhatap olarak Barzani ve Talabani’yi kabul etmiş olacağımızı ve bu işin sonunun kuzey Irak’ın muhtariyetine yardım olacağını da unutmayalım.
Ben tarlaları çevreleyen kazıkları görünce, aklıma hep ağızdan çıkan sözler gelir. Düzgün kesilmiş kazıklar, mertçe söylenen sözler gibidir. Çatal kazıklar ise ikircikli samimiyetsiz sözleri çağrıştırır bana.
İşte düz kazıklar yere çakılır araziyi korurlar. Çatal kazık toprağa girmez, bir halta da yaramazlar.
Necmi ÖZNEY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder