23 Ocak 2008 Çarşamba

AVRUPALI İÇİN ŞİMDİKİ ENDÜLÜS ACABA TÜRKİYE’Mİ?

Bazı Türk medyasının nasıl donatıldığını ve nasıl çalıştığını açıkça analiz etme imkânı bulabildiğimiz zaman, Avrupa Birliği tartışmalarından, Güneydoğu'ya, laiklikten demokrasi'ye varıncaya kadar hemen bütün konularda olduğu gibi, ideolojik kalıplar, şablonlar tercih edilmekte olduğunu görürüz. Kıt bilgilerle büyük teoriler kurulmaya çalışılmakta, gelecek derinliği olmadan düşünülmekte ve herhangi bir sonuç hesabı kaygısı olmadan, nasılsa istim arkadan gelir, gibi bir düşünme tarzı ile fayda veya zarar planı yapılmamaktadır.

Hal böyle olunca da, şişme aydın kendisini, kendi eliyle tıktığı fikirsiz ideolojilerin parmaklıkları arasından kurtaramaz ve derinlikli düşünemez. Arkasında birtakım pohpohlayıcıları da bulduğu zaman ise, artık dönülemez, çıkmaz yola girmiş demektir. Eğer cebine üç beş kuruşta girerse, inanmasa bile, inanmadığı ve anlayamadığı konuların gönüllü havarisi bile olur.

Örnek olarak AB’yi ele alırsak; Avrupa birliğini bizlere cennet olarak göstermeye çalışanlar, bunların kendi aralarındaki tarihsel ilişki ve kinlerin, hangi ölçüde ve nasıl devam ettiğini bilmeden AB hakkında bizlere cilalı yazılar yazıyorlar. Bu birliğin içinde yaşayan bazı kimseler arasında, Germen ırkı için bile, Avrupa'ya sonradan geldiği, Papa’ya karşı çıktığı ve diğerlerinden geç Hıristiyan olduğu için, Almanları hala ikinci sınıf Avrupalı olarak niteleyenler bile var. Fransızları biraz açın bunun doğruluğunu göreceksiniz.

Avrupa birliğinin içindeki bazı kesimlerde Endülüs devleti hala akıllardadır. Güney batı Avrupa da silinemez izler bırakmış olan Müslüman Endülüs devletini İspanya’dan çıkartana kadar, barış zamanlarında dahi hiçbir Avrupalı rahat ve huzur yüzü görmemiştir. O zamanlarda ilim adına ne kadar kitap ve bilimsel yayın varsa Endülüs’ten almışlar, tercüme etmişler, geliştirmişler medeniyet öğrenmişler, fakat Müslüman Endülüs devletini Avrupa’dan atmak içinde sonuna kadar savaşmışlardır. İşte şu anda dahi Avrupalının çoğunun genlerinde bu düşmanlık ve bu korku hala vardır. Bu genleri içinde taşıyan Avrupalı için ki bunlar çoğunluktadır, Türkiye ve Türk halkı Avrupa’nın doğusundaki Endülüs’tür. Osmanlı düşmanlığını saymıyorum bile.

Biz Türkler, onlara göre Avrupalı değiliz, Aslında hiçte onlar gibi olmamız gerekmez. Zaten istesek de onlar gibi ikiyüzlü, riyakâr ve insanlık ayıplı emperyalist olamayız. Onların bizden istediği ise, ilk önce AB boyunduruğuna girmemizdir. Onlara göre, sonumuzu nasıl olsa kendi kendimize getiririz.

Avrupa, İspanya, Eski Endülüs ve Türkiye. Dinler arası diyalog, medeniyetler çatışması veya medeniyetler uzlaşması! Şimdiye kadar AB’den gördüğümüz oyalama taktikli politik davranışların analizine girersek, tarih bağlamında, niçin Türkiye ve İspanya. Bize bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar da, acaba biz anlayamıyor muyuz? Benim bu düşüncemde bir hakikat olabilir mi? Avrupalı Endülüs dendiği zaman Türkiye’yi, Türkiye dendiği zaman ise hala Endülüs devletini mi aklına getiriyor.

Necmi ÖZNEY

necmiozney@gmail.com

Hiç yorum yok: