9 Ocak 2008 Çarşamba

BU NE HAYÂSIZ BİR DURUM

ABD ve AB’den, hatta iç işbirlikçi odaklardan gelen her hareketin içinde, ulus devletimize karsı gizli veya açık açık saldırılar var. AB, ABD ve yerli işbirlikçiler, fitnenin her türünü kullanarak yurdumuzu bölmeye, parçalamaya, ekonomik ve psikolojik olarak ülkeyi ve halkımızı çökertmeye çalışmaktadırlar.

Ürkmeye, korkmaya gerek yok. Yalnızca namertlikten korkalım. Adamlar bu işi biliyorlar, karşımızda resmen profesyonel 5.kol uzmanları var. En ufak bir olayı dahi kullanmasını, çarpıtmasını biliyor, dantel gibi işleyip, dönmeye çalışan Türkiye çarklarının dişlileri arasına sokuveriyorlar.

Ekonomik ve politik olarak, daha da fazlası ile yerli işbirlikçileri kullanarak toplumun gardını düşürerek, uluslar arası platformda yaptıkları manevralarla istedikleri tavizleri elde ediyorlar. Fakat bu yetmiyor onlar için. Toplumun milli değerlerini törpülemezlerse, bu değerlerin içlerini boşaltıp önemsiz hale getirmezlerse, halkın ulusal bilinci karartılıp, milli değerler boşlukta bırakılıp bu değerlere sahip çıkanları da toplum için tehlikeli insanlar olarak tanıtmazlarsa muvaffak olamayacaklarını biliyorlar.

Biliyorlar ki, yurtsever insanlar var oldukça, yaptıkları her şer plan yarıda kalacak ve bu millet bir gün uyanacak, ayağa kalkacak ve elinden kaçırdıklarının hepsini geri alacak. Böyle bir şey olacağını da biliyorlar. Onun için hiçbir cepheyi boş bırakıp, hiç bir olayı es geçmiyorlar.

Türkiye ve Türk ulusu her an ideolojik ve psikolojik saldırılar altındadır. Yıllardır toplumun her kesimindeki işbirlikçilerin marifeti ile herhangi bir konuyu, insanlar arasında ikilik yaratıncaya kadar kurcalar, kanatır ve milletin kafasını bulandırırlar.

Şunlar ve onlar, işte anahtar kelime bu. Dünya’nın her yerinde halkları bölme ve parçalama işlemini yapacak, kardeşi kardeşe kırdıracak sisteminin çıkış noktası. Bu Kenya’da hutu’lar ve tutu’lar olur, başka bir ülkede şu, bu olur ama maksat ve senaryo aynidir.

Sağcı-Solcu, Alevi-Sünni, Kürt-Türk, Laik-Dinci şeklinde ki toplumu bölme senaryoları, ortama göre sahneye konuyor. Allahtan milleti meydana getiren bireyler, kendileri için biçilen onlarca kategoriye rağmen sağduyulu ve vatansever kalmayı başarıyorlar.

Son süreçte yeni bir ayrıştırma çalışması söz konusu. Sınıf yaratmaya ve bu şekilde halkı tehlikeli ve yeni bir ayrıştırma süreci içine çekmeye çalışmaktalar. Yaratmak istedikleri sanal sınıf, Cumhuriyetin kuruluşundan 1950 lere kadar devleti yönetenler, memurlar, politikacılar, askerler, o zamandan kalan milli ruhun yetiştirdiği insan kuşağı, laik ve Atatürkçü kadroların, hala yurt sever olarak kalmış, kemikleşmiş kalıntılarıymış. Diğerleri ise köylüler, işçiler ve tüm halkmış. Yönetimde şimdiye kadar söz sahibi olamamışlar şimdilerde ise bunun mücadelesini veriyorlarmış. Şimdi ince, ince bu işleniyor.

Bunlar artık Dünya’da esamesi bile okunmayan, din düşmanı komünizmi bile Türkiye’de varmış gibi göstermeye çalışıyorlar Türk halkına. Gerçi bunu da Türk halkı yemeyecek, fakat sinek ufaktır ama mide bulandırır deyimi vardır ya.

Şu zamanda dahi, hala, şucu, bucu ayırımı yapan hödükler var. Uyanın kardeşler uyanın vatan karış karış satılıyor. Emperyalizm ve onların işbirlikçileri, şeytandan daha şeytan, ne planlar kuruyorlar göremiyor musunuz?

Mustafa Kemal’in, bugünden daha kötü ve ihanetin kol gezdiği ortamlarda, ne büyük işler başardığı bir kez daha önümüzü aydınlatıyor. Kurtuluş savaşı sırasında bu kadar kahpelik, kalleşlik arasında, kısa bir zamanda bu kadar büyük işleri başarmak O’nun ve devrimlerinin ne anlama geldiğini anlamaya yetmiyor mu?

Atatürk’ün önderliğinde, Anadolu’nun ortasına ekilmiş, şehit kanları ile sulanarak büyütülmüş vatan ağacını orasından burasından budamak, kurutmak ve yok etmek isteyen hainlerin de anlaması ve aydınlanması dileği ile.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: