17 Ekim 2007 Çarşamba

SINIR ÖTESİNDE İT İZİ ÇAKAL İZİ BİRBİRİNE KARIŞMIŞ

ABD tarafından işgal edilmiş ve neredeyse fiilen üçe bölünmüş Irak. Irak’ta bir Kürdistan eyaleti veya bağımsız Kürt devleti hazırlıkları ABD’nin Irak petrollerini çalma amacının dışında kendi iç politikasında Amerikan halkına yeni bir uydu devlet gösterme ve yapılan savaş masraflarının petrol olarak döneceğinin anlatılma çabasıdır. Çünkü Amerikalı paradan başka bir şey tanımaz. ABD, Dünya genelinde yaptığı barbar ve insanlık dışı davranışları yüzünden Türkiye’de ve bazı ülkelerde dışlanmaya başlamıştır. İşbirlikçi yalakalar her ne kadar ABD reklâmı yapsalar da, ilerdeki günlerde

ABD, Türk halkı tarafından daha da çok dışlanacaktır. Çünkü kötünün ve daha doğrusu emperyalist politikaların sonunun bu olması gerekir.

Türkiye ile ABD stratejik ortakmış. Nasıl bir ortaksa 1800 lü senelerden beri Türkiye aleyhine kurulan her kumpasta gizli patron rolüne soyunmuş, Osmanlıdan ve İstiklal savaşından bu yana aleyhimize kurulan her kötülükte gizli düşman olarak yerini almış stratejik ortak.

Stratejik ortak deyimi Türk halkını kandırmak için kullanılan içi boş bir cümledir. ABD’nin BOP projesi ve bu yüzden oluşturduğu dış politikası ile Türkiye arasında hiçbir stratejik ortaklık söz konusu olamaz. ABD’de zaten hiç bir konuda Türkiye’yi stratejik ortak kabul etmez, BOP’un eş başkanısın aslanım yalanı ile oyalayıp kandırır ve kullanır.

ABD Türkiye’yi askeri bir harekâtta resmen karşısına almaz. Ama çıkarlarına ters düşeceğini hissettiği anda Türkiye’yi sarsmak ya da kendi işine gelecek şekilde kaosa itmek ister. ABD’nin çekiç gücünün yakın bir geçmişte, güneydoğu bölgemizde, Amerikan askerlerinin Türkiye aleyhine faaliyet gösteren PKK ve Barzani ile ilişki kurması ve PKK’ya lojistik destek vermesi gibi pek çok düşmanca hareketlerini unutmayalım. Ayni şekilde bu destek halen devam etmektedir. Bu destekle şımaran ve Amerika güvenli Kuzey Irak peşmerge başının horozlanmasının ve PKK’ya destek vermesinin anlamı budur.

Asker, görevi gereği Türkiye’nin milli güvenliğini korumak ve kollamakla, Yurdumuza karşı yapılan her türlü saldırıyı engellemekle yükümlüdür. Askeri harekât iki türlü yapılır. Ya karşısında legal bir düşman devletin silahlı gücü olur ki bunun adı savaştır. Fakat PKK gibi soysuz terör örgütlerine karşı yapılan anti terör hareketlere savaş denmez. Koruma kollama harekâtı denir. Peki, Barzani neden kendini kuru fasulye gibi nimetten sayıp gaz yapıyor. Barzani nedir devlet mi? Hayır. Nedir o zaman, niçin bir terör örgütüne yapılacak harekâtı önlemeye çalışıyor? Çünkü geçmişte ve şimdi PKK’yı örgütleyen ve halen destek veren odur. Tabii Amerikan güdümü ile.

ABD Bu demektir ki, sınır ötesi harekâtta Türk ordusu karşısında PKK teröristlerinden daha çok peşmerge olacaktır. Zaten son açıklamalardan sonra ikisi arasında pek fark kalmamıştır. ABD Barzani ile açıkça temas kurar PKK ile gizli gizli, işte fark budur.

Harekât yapacağımız alan şimdiden itibaren yasak bölge ilan edilmelidir. Harekât başlamadan, hatta hemen şimdiden Habur sınır kapısı kapatılmalıdır. Mersin’deki Barzani şirketleri özel bir şekilde mercek altında tutulmalıdır. Kuzey Irak’a verilen elektrik kesilmelidir. Hatta bir süre gıda ve ihtiyaç maddeleri akışı bile durdurulmalıdır. Bırakın bunları onlara efendileri temin etsin. Verilen müteahhitlik hizmetleri ise zaten bitik vaziyette. Barzani bir sebep bulup Türk şirketlerini Kuzey Irak’tan zaten çıkarmak istiyor.

Yapılacak olası bir harekâtta Türk Ordusunun karşısına çıkacak her türlü kötü emelli güç düşman olarak algılanmalı ve cezası hemen verilmelidir. İtlerin ve çakalların izi zaten bellidir. Politik çıkar uğruna olayı zamana yayıp sulandırdığımız zaman meydanı itlere bıraktık demektir. Bir de ABD’ye verilen desteğe bakın. E tabi ne de olsa stratejik ortak.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: