Bugünlerde AB ve ABD'nin Türkiye’de uygulamaya koymak istediği senaryonun aktifleştirmeye çalıştığı sahnesi Türkiye’de bir iç savaş çıkarma denemesidir. Türkiye'nin küçültülmesi, bölünmesi ve Türk milleti arasında kanlı bir iç savaş çıkarma senaryosudur.
Kurtuluş savaşımız sonuna kadar can düşmanımız olan Avrupa, Cumhuriyet kurulduktan sonra Türkiye ile dost görünmeye çalıştı. Rusya faktörü ve soğuk savaş dönemi yüzünden batı’nın ve ABD’nin Türkiye düşmanlığı kendileri tarafından derin dondurucuya kondu ve müsait bir zamanda tekrar kotarmak üzere bizimle olan ilişkileri müttefiklik adı altında anılmaya başlandı. Atatürk haricindeki yöneticiler bu hakikati görmemekte, anlamamakta bilerek veya bilmeyerek de olsa ısrar ettiler.
Aslında bitmeyen ve asla da, Avrupa ve ABD için hiç bitmeyecek bu tek taraflı düşmanlık sadece bir sonraki savaş için verilmiş, Türkiye’yi nasıl parçalayabiliriz diye yeni planlar üretmeleri için bir hazırlık safhası idi.
Batı’nın yozlaşmış adetleri, Amerikan filmleri gibi kültürel bombardıman ile Türkiye’yi uyuşturmaya başladılar. İç işbirlikçiler bu hareketleri dostluk ve barış olarak halka yedirmeye başladılar.
SSCB yıkıldıktan sonra ki, ABD’nin ve Avrupa'nın başı üzerinde duran komünizm tehlikesi kalktı, işte o zaman Türkiye için eski alacak verecek defterleri açılmaya başladı. Türkiye'nin tasfiyesine, çalışmalara kalındığı yerden tekrar başlandı.
Amerika'nın ilk zamanlarda Dünya Jandarmalığına soyunması, ABD’nin küresel imparatorluğu için bir ön aşama olduğu dikkatlerden kaçtı veya kaçırıldı. Ben bu bilgilerin Türk halkından gizlendiğine adım gibi eminim. Yapılan Atatürk düşmanlığı, yapılan ordu düşmanlığı bunun ispatıdır.
Atatürkçü düşünce, Türk Ordusu ve dolayısıyla Türkiye ABD’nin bu projesinin tahakkuku için bertaraf edilmesi, en azından ve yerinde bir deyimle hizaya getirilmesi gerekli bir ülkedir. Öte yandan büyük ve güçlü bir Türkiye AB için de zarardır. Eninde sonunda fiyasko ile sonuçlanacak bir AB üyeliği sonunda AB için güçlü bir Türkiye’nin kalması doğru olmaz. Onun için Türkiye’nin değerleri ve içi boşaltılmalı, Türkiye, Türkiye olmaktan çıkarılmalıdır. İşte olayların kısa bir özeti.
Osmanlıdan kalan intikamlar ve Çanakkale savaşının alınacak tarihi intikam heveslerini buraya yazmak gerekir. Hala konuyu anlamamakta ısrar eden aymazlar varsa işte ispatı. Turist olarak gönderin İtalya’ya size Osmanlı mızraklarının ucuna geçirilmiş İtalyan kanlı kafalı kartpostallarını göndersin. Bu propaganda hala devam ediyor.
Türkiye Atatürk milliyetçiliği etrafında birleşmiş bir ulu ülke. Hangi etnik kökene bağlı olursa olsun vatandaşlar arasında bir ayırım yapılmaz. Halk kökeni ne olursa olsun kardeştir. Aradan çıkan bir iki densiz harici dün böyle idi bundan sonrada böyle olacaktır.
Türkiye’nin zayıflatılması için ilk önce bireylerin duruşu kırılmalı, aileler fakirleştirilmeli ve muhtaç hale getirilmelidir. Ekonomisi baskı altında tutulmalı ve hatta dışardan yönlendirilebilir olmalıdır. Yalnız devletin borç batağına sürüklenmesi yetmez halkta bireysel olarak borçlandırılmalıdır. Tarım ve hayvancılık yok edilmeli ve Türkiye’nin kendi kendine yeterliliği ortadan kaldırılmalıdır. Bırakın ağır sanayiyi aslında montaj sanayinin bile bitmesi lazımdır. Yaşam için ne gerekiyorsa bırakın ithal etsinler. İşte kısaca, aleyhimize alınan ve yürürlüğe konulan kararların bir özeti. Bunlar hakikat, hem de su katılmamış hakikat değil mi? Peki bütün bunları kim yapıyor?
Bütün bunların yanında Türkiye’yi yıpratmak için en etkili yol, uzaktan kumanda ve siyasi maşa kullanmaktır. Ne olur ne olmaz yarın bu zibidiler Türkiye’ye ve ordusuna ihtiyaç duyabilirler. Açık düşmanlık yapmak olmaz. Türk milletine karşı savaş durumuna geçirdikleri PKK ve kuzey Irak’tan havlayan itleri öne sürerler olur biter. Türkiye, PKK'yı her halükarda bitirmeye mecburdur. Ve bitirecektir. İç Savaş tehditleri yapan Barzani ve Talabani’nin dersi verilmelidir. Uluyan it kendi başını yermiş. Fakat bu itler sahiplerinin de başını yiyecek gibime geliyor. O günleri de göreceğiz inşallah.
Necmi ÖZNEY
Kurtuluş savaşımız sonuna kadar can düşmanımız olan Avrupa, Cumhuriyet kurulduktan sonra Türkiye ile dost görünmeye çalıştı. Rusya faktörü ve soğuk savaş dönemi yüzünden batı’nın ve ABD’nin Türkiye düşmanlığı kendileri tarafından derin dondurucuya kondu ve müsait bir zamanda tekrar kotarmak üzere bizimle olan ilişkileri müttefiklik adı altında anılmaya başlandı. Atatürk haricindeki yöneticiler bu hakikati görmemekte, anlamamakta bilerek veya bilmeyerek de olsa ısrar ettiler.
Aslında bitmeyen ve asla da, Avrupa ve ABD için hiç bitmeyecek bu tek taraflı düşmanlık sadece bir sonraki savaş için verilmiş, Türkiye’yi nasıl parçalayabiliriz diye yeni planlar üretmeleri için bir hazırlık safhası idi.
Batı’nın yozlaşmış adetleri, Amerikan filmleri gibi kültürel bombardıman ile Türkiye’yi uyuşturmaya başladılar. İç işbirlikçiler bu hareketleri dostluk ve barış olarak halka yedirmeye başladılar.
SSCB yıkıldıktan sonra ki, ABD’nin ve Avrupa'nın başı üzerinde duran komünizm tehlikesi kalktı, işte o zaman Türkiye için eski alacak verecek defterleri açılmaya başladı. Türkiye'nin tasfiyesine, çalışmalara kalındığı yerden tekrar başlandı.
Amerika'nın ilk zamanlarda Dünya Jandarmalığına soyunması, ABD’nin küresel imparatorluğu için bir ön aşama olduğu dikkatlerden kaçtı veya kaçırıldı. Ben bu bilgilerin Türk halkından gizlendiğine adım gibi eminim. Yapılan Atatürk düşmanlığı, yapılan ordu düşmanlığı bunun ispatıdır.
Atatürkçü düşünce, Türk Ordusu ve dolayısıyla Türkiye ABD’nin bu projesinin tahakkuku için bertaraf edilmesi, en azından ve yerinde bir deyimle hizaya getirilmesi gerekli bir ülkedir. Öte yandan büyük ve güçlü bir Türkiye AB için de zarardır. Eninde sonunda fiyasko ile sonuçlanacak bir AB üyeliği sonunda AB için güçlü bir Türkiye’nin kalması doğru olmaz. Onun için Türkiye’nin değerleri ve içi boşaltılmalı, Türkiye, Türkiye olmaktan çıkarılmalıdır. İşte olayların kısa bir özeti.
Osmanlıdan kalan intikamlar ve Çanakkale savaşının alınacak tarihi intikam heveslerini buraya yazmak gerekir. Hala konuyu anlamamakta ısrar eden aymazlar varsa işte ispatı. Turist olarak gönderin İtalya’ya size Osmanlı mızraklarının ucuna geçirilmiş İtalyan kanlı kafalı kartpostallarını göndersin. Bu propaganda hala devam ediyor.
Türkiye Atatürk milliyetçiliği etrafında birleşmiş bir ulu ülke. Hangi etnik kökene bağlı olursa olsun vatandaşlar arasında bir ayırım yapılmaz. Halk kökeni ne olursa olsun kardeştir. Aradan çıkan bir iki densiz harici dün böyle idi bundan sonrada böyle olacaktır.
Türkiye’nin zayıflatılması için ilk önce bireylerin duruşu kırılmalı, aileler fakirleştirilmeli ve muhtaç hale getirilmelidir. Ekonomisi baskı altında tutulmalı ve hatta dışardan yönlendirilebilir olmalıdır. Yalnız devletin borç batağına sürüklenmesi yetmez halkta bireysel olarak borçlandırılmalıdır. Tarım ve hayvancılık yok edilmeli ve Türkiye’nin kendi kendine yeterliliği ortadan kaldırılmalıdır. Bırakın ağır sanayiyi aslında montaj sanayinin bile bitmesi lazımdır. Yaşam için ne gerekiyorsa bırakın ithal etsinler. İşte kısaca, aleyhimize alınan ve yürürlüğe konulan kararların bir özeti. Bunlar hakikat, hem de su katılmamış hakikat değil mi? Peki bütün bunları kim yapıyor?
Bütün bunların yanında Türkiye’yi yıpratmak için en etkili yol, uzaktan kumanda ve siyasi maşa kullanmaktır. Ne olur ne olmaz yarın bu zibidiler Türkiye’ye ve ordusuna ihtiyaç duyabilirler. Açık düşmanlık yapmak olmaz. Türk milletine karşı savaş durumuna geçirdikleri PKK ve kuzey Irak’tan havlayan itleri öne sürerler olur biter. Türkiye, PKK'yı her halükarda bitirmeye mecburdur. Ve bitirecektir. İç Savaş tehditleri yapan Barzani ve Talabani’nin dersi verilmelidir. Uluyan it kendi başını yermiş. Fakat bu itler sahiplerinin de başını yiyecek gibime geliyor. O günleri de göreceğiz inşallah.
Necmi ÖZNEY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder