18 Ekim 2007 Perşembe

ANAYASA REFERANDUMU VE VATANDAŞLIK HAKKIM

Politika çok temiz bir şekilde yapılmaya çalışılsa dahi, insanın, elini kirden sakınması ve bazı söylentilerden uzak durması ve şaibeli olayların içine dâhil olmaması imkânsızdır. Buna karşılık vatandaş için, politikadan uzak durmaya çalışmak da büyük bir hatadır. Aslında politikadan uzak durmaya çalışmak da bir politikadır. Fakat bu yapılan kötü politikadır. Birey olarak politika ile bir şekilde, ama mutlaka bilinçli, önyargısız ve halkın genelini asgari müşterekte kucaklayacak fikirleri ortaya koyarak uğraşmamız gerekir. Aksi durumda ise politikacı ve bizzat politik sistem bizimle uğraşmaya ve oynamaya başlar. Politika, insan'ın öz benliğini meydana getiren öğelerden biridir. Alınacak kararlardan herhangi bir şahsi sonuç beklemek bir yana, alınacak kararın topluma sağlayacağı sonuç nispet üzerindeki olumlu getirilerini gözlemleyebilmeliyiz.

Politika ile uğraşmak aynı zamanda kendimize karşı göstermemiz gereken saygının da bir göstergesi olmalıdır. Politika, insan'ın İnsan’a hükmetmek üzere oynadığı bir oyundur. Birey olarak, bu oyun içerisinde istesek de, istemesek de bir rol almak durumundayız. Aktif politikada vatandaş olarak bir rol sahibi olmak da, istiyor musun diye sorulup fikrimiz alınmadan, bizim haricîmizde, bizim irade ve isteğimizden hariç, var oluşumuzun ayrılmaz bir parçası gibi bize dikte edilmektedir. Seçilmiş kelimesi bana, toplum tarafından, “bizi belli bir süre yönet” ifadesini uzun zamandır anlatmıyor hatta çağrıştırmıyor bile. Çünkü üç beş parti liderinin kişisel tercihleri sonucu seçtiği kişiler haricinde kendi öz irademle herhangi bir kişiyi seçme şansım yok.

Bakın, yine yeni bir oyun oynanacak ve bize yine bir rol verilecektir. Ama bu rol bizi, pasif kılan bir rol olacaktır. Bu, kendi elimizle kendi irademizi yok saymamız ve kendi kendimizi köleleştirmemiz demektir. O halde, kendi kendimize saygımız demek olan iç özgürlüğümüz hatırına oylama zamanları kimi niçin seçeceğimiz, neye, niçin evet veya hayır dememiz gerektiğini açık, açık bilmemiz gerekmektedir. Bu bilgiler toplumun mutlaka aktif bir politika içinde olması demek değildir. Bu, hem gereksizdir, hem de her şekilde imkânsızdır.

Politika ve politikacılar hakkında düşünmek ve araştırmak. Diğer vatandaşların ve araştıranların, fikirlerini, bilgi ve bulgularını öğrenmek. Kendi düşüncelerimizi ifade etmek. Doğru ve haklı bulduklarımızı savunmak. Yanlış ve haksız bulduklarımızı reddetmek veya etmeye gayret etmek. Düşünce, ifade, örgütlenme haklarımıza sahip çıkmak politikanın ve vatandaşlık haklarımızın en vazgeçilmezleridir.

Aktif siyaset yapan politikacıların, insana ve Allaha saygı gereği, kendilerinin de Allah tarafından temiz yaratılmış olduklarını hatırlayarak vade geldiğinde toprağa temiz girmeye gayret etmeleri gerekir. İçinde vatan sevgisi Allah korkusu olmayan hatta ve hatta kendini tek ve yarı ilah gören politikacıya bunları anlatmaya çalışmak abesle iştigal etmek demektir.

Hayat bir insana verilen en kıymetli sermayedir. O halde en iyi, en kaliteli, en yüksek verimli alanlara yatırılmalı yüce Yaratanın sevmediği lüzumsuz işlerle iştigal etmemeliyiz. Çünkü halkın sesi Hakkın sesidir.

Şimdi sormak istiyorum. Birkaç gün sonra yapılacak olan anayasa referandumunda neye ve niçin, evet veya hayır diyeceğiz. Devletinin anayasasına uymak bireylerin şeref ve namusudur. Bırakın maddelerini, tek bir kelimesini bile bilmediğim, okumadığım bir anayasa hakkında oy kullanmamı isteyenleri hariç tutuyorum. Böyle bir oylamada oy kullanacağım için kendi vicdanıma bile hesap veremeyeceğim için endişeliyim. İçeriğini tam olarak bilmediğim bir anayasa oylamasında, dolayısıyla hayır demek en tabii hakkımdır.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: