9 Mayıs 2008 Cuma

ELLİ SEKİZ SENELİK BİR SÜREÇ

Günümüzde ki politik gelişim ve güncel tartışma konuları çok fakir ve çok kötü. Gündem maksatlı olarak çok sık değiştiriliyor. Konuşulanlar, yazılanlar, hem adet olarak çok kısıtlı, hem de kalitece çok kötü ve dayandığı temeller ise çok zayıf. Acil ve ciddi olarak ele alınması gereken konular ise, ya hiç ele alınmıyor veya önemsizmiş gibi geçiştiriliyor ve üstü örtülüyor.

14 Mayıs 1950 seçimlerinin üzerinden elli sekiz sene geçti. Türkiye için bu kadar mühim ve tarihi önemi olan bu zaman parçası biraz dikkatlice ve tarafsızca incelendiği zaman, Türkiye'deki birçok siyasi gelişmenin, huzursuzluk ve tedirginliğin temelinde, 14 Mayıs 1950'nin yatmakta olduğu görülebilecektir. 14 Mayıs süreci şu anda da devam ediyor. Buna rağmen bu ülkenin düşünen aydın beyinlerinden çıt çıkmıyor.

14 Mayıs 1950 seçimleri, çok basite indirgenerek bir iktidar değişimi şeklinde ele alınamaz. Büyük bir depremdir, o tarihlerde toplum hâlâ feodal bırakılmış ve etki altına alınmıştır. Türkiye'de Atatürkçü düşüncenin kırılma noktasını teşkil eden tarihi bir dönüm noktası olması bakımından, Atatürk devrimlerinin de kırılma noktasının işaretlenmesidir. Bunun içindir ki, 14 Mayıs'ın önemi daha çok ve esas olarak, yol açtıklarında aranmalıdır. 14 Mayıs, esas olarak bir başlangıçtır. Bir zorlu sürecin başlangıç noktası, bir büyük depremin ilk tetikleyicisidir.

Bu süreç bir karşı devrim olarak henüz istediklerini tahsil edebilmiş değildir. Kendisini yeniden üreterek yaşamaya çalışan, hâlâ bitmemiş, hâlâ devam etmeye çalışan ve hâlâ devam etmeye inatla devam eden bir süreçtir.

14 Mayıs seçimi sürecinde aydın düşüncenin yeri yoktur Bu hareket, laikliğe karşı dini ve yoksulluğu kullanarak, tepkiler yaratılarak, parti başkanı aday gösterirse odunu bile milletvekili seçtirebileceği bir düşünce biçimi ile şekillenmiş ve yine aynı karaktere sahip politik kadrolarca aktif politika sahnesine taşınmıştır.

Düşük yoğunluklu bir karşı devrim yaratılmıştır. Biz şu anda bu karşı devrimin en kızıştığı dilimdeyiz. Aydını korkutmaya, kul etmeye çalışan bir karşı devrim gelişiyor. Zaman zaman mecburen geri adımlar atılsa da, yurdumuz için tehlikeli bir süreç olarak hâlâ devam ediyor.

Türkiye'de olayları görebilen dev gibi bir Atatürkçü diriliş vardır ama bir kere fay hattı çatlamış, toprak hareketlenmiştir. Toprak bir kere hareketlenince yer yerinden oynar ve oynamaktadır.

Ülkemizdeki bütün bu sarsıntılar, irticacı ve Türkiye karşıtı bir zihniyetin ürünüdür. Çok az bir zaman sonra insanların aklının başına gelip hakikatleri görebileceğine inanıyorum. Çünkü irticai karşı devrim denemelerinin faturası çok ağır olur ve biz, henüz bu faturayı görmüş değiliz.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: