25 Mayıs 2008 Pazar

UYUTULMAK ARTIK KABAK TADI VERİYOR

Türkiye'de belli bir kesimin kendisini Batı'ya beğendirme gayretleri, işin tadını kaçırmaktan da öte, artık müptezelleşme sınırına dayandı. Bu durum, hiçbir şekilde, “küreselleşen dünyada medeniyet ile bütünleşme” gibi politik kandırmaca söylemler ile geçiştirilecek bir şekilde de değil.

Artık İyice rayından çıkarılmış olan bu durum, attığı ve atacağı her adımın, çıkaracağı her kanunun meşruiyetini Avrupa birliği veya Amerika’da aramak, kendi nefsine itimadı kalmamış, gönüllü olarak teslimiyetçi, içinde vatan ve millet sevgisi taşımayan birileri ile karşı karşıya kaldığımızı düşündürüyor.

Türkiye'nin bu şekilde hesapsız kitapsız bir AB zihniyeti ile oyalanması, işbirlikçiler tarafından hazırlanmış bir vesayeti de beraberinde getirecek, halkımız, kendi boyunduruğunu kendi eliyle boynuna takacaktır.

Atatürk önderliğinde, kulluktan silkinerek ayağa kalkmış ve morali nerede ise bir anda düzelmiş bu millet, AB ve ABD karşısında küçük düşürülerek, morali bozularak, maddi ve manevi yeni bir bunalıma itilmeye çalışılıyor.

Bıkıp usanmadan, kedinin fare ile oynaması misali her şeyimizle oynayan, her bir iç meselemize burnunu sokan, giremezsek bile kapısında ölmenin şeref olduğu, çok medeni ve adam gibi insanların ülkesi, cennetin yeryüzündeki gölgesi, Avrupa Birliği sen neymişsin yahu.

AB işbirlikçilerinin ve lobicilerinin hiç bahsetmediği ve es geçtiği konulardan birisi de AB’de ki ırkçılık akımları. Avrupa'da çok yaygın ve güçlü bir ırkçılık hareketi bütün hızı ile yol alıyor. Bundan en büyük payı Müslümanlar alıyor ve özellikle Türkler zarar görüyor.

Pek sevgili AB lobicileri dikkat! Halktan hakikati gizlemek büyük suçtur. Ülkemizde, sağda solda AB muhabbetlerinden geçilmiyor. Bu muhabbetleri yapan pek değerli uzmanların çoğunluğuna baktığınız zaman, düşüncelerini içinde taşıdığı sepetlerin genelde içlerinin bomboş veya yalanla dolu olduğunu görebiliyoruz. Aslında kendi yalanlarına kendileri de inanmıyorlar. Konuşurlarken gözlerinin içine bakın, hareketlerine bakın hemen anlarsınız.

Bunlardan bir kısmı cehaletlerinden, diğer bir kısmı da içlerindeki gizli Türkiye ve Atatürk düşmanlığından olacak bilerek ve kasten, bakın nasıl bir fikri yaymaya çalışıyorlar.

“Artık bu zamanda tam bağımsızlık olamazmış, karşılıklı bağlılık ve bağımlılık dünya devletlerinin şimdiki politikası imiş” Alın size, dünyanın yeni paylaşma haritalarını hazırlayan efendilerinin, küreselleştiricilerin, küreselleşmenin aktörlerinin Dünya’yı ele geçirme planlarının, emperyalist işbirlikçisi savunucularının ipe sapa gelmez düşünceleri. Tabii olarak bu fikrin patent sahipleri ise bunların efendileridir.

Devlet, kendi hür, vatandaşı hür, tam bağımsız ve kendi kendine yeterli bir varlıktır. Ülkemize dikte edilmeye çalışılan, karşılıklı bağlılık ve bağımlılık ile anlatılan şey de halkı aldatmak için yapılan çarpıtmalardır. Bu mavalı anlatanlar, eğer ajan değillerse inanınki süzme salaktırlar.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: