3 Nisan 2008 Perşembe

EKONOMİNİN GÜVENSİZ DURUMU

İşsizlik, cari açık oranı, durgunluk içinde enflasyon ve ihtiyatsız bir şekilde özelleştirme adı altında yapılan yabancılaştırma çalışmaları, Türkiye içinde bir güvensizlik ortamı meydana getirmektedir.

İşsizlik oranının negatif bir şekilde artması akılcı ve geçerli bir istihdam politikasının belirlenmemiş olması yüzünden meydana gelmektedir. Kim ne söylerse söylesin yüzde 20 ye varan işsizlik 2008'de daha da artacağa benziyor.

Her yeni yıla girerken Türkiye ekonomisi için yeni bir yükselişin dönüm noktası olduğu söyleniyor. Ama hiçbir kimse, evvelki yıllardaki belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılamadığının muhasebesini nedense yapmıyor. Söylemlere göre, ekonomi, istikrar içinde ve gayet iyi, fakat sokaktaki vatandaşın bu iyi gidişatı hissetmediği ve daha da dibe vurduğu hakikati ise çizilen tablonun göründüğü kadar pembe olmadığını meydana çıkarıyor. Hâlbuki istikrarlı ve iyi bir ekonomik ortamda işsizliğin de makul bir şekilde azalması gerekiyor.

Türkiye'deki anılan sözde büyüme üretimden kaynaklanmıyor. Büyüme ve istikrar dedikleri şey, borçlanmaya dayalı tüketim harcamalarındaki artışa bağlı olarak gerçekleşiyor. Böyle bir çarka kapılmış Türkiye'nin ekonomisin düzelmeyeceği ve bir batağa saplanacağı gerçeği apaçık ortadadır.

Milyar dolarlar civarında dış açığın kapatılacağı ve ekonominin düzeleceğine dair nutuklar atılsa da, ekonomik durum bunun tam tersini gösteriyor. Cari açık probleminin gelecek dönemler için büyük krizler yaratabileceği gerçeği göz ardı ediliyor.

Türk lirası değerli bir para olmuşmuş. Türk lirası söylendiği gibi aşırı değerli bir para olsaydı yabancı yatırımcıları da olumsuz yönde etkilerdi. Hâlbuki bunun aksine yabancı kapar kaçar sermayedar avantadan para kazanmak için Türkiye’yi tercih ediyor.

Türk yatırımcıda üretici değil ithalatçı olma düşüncesi güçlendirmektedir. Üretimden vaz geçiş ayni zamanda işsizlik sorununu tetiklemektedir. Üretimden vazgeçilmesi sonucunda ise, dış borçlarını ödeme mecburiyeti olan Türkiye'nin açıklarını borçla kapatması da pek mümkün olmayacak gibi görünüyor.

Enflasyon hesaplamalarının daha gerçekçi olması, tahminlerin ve gerçekleşen enflasyon oranın halka doğru anlatılması bundan böyle şarttır.

Türkiye’nin özelleştirme politikalarına ciddiyetle eğilmesi ve toplumun faydası hesabını ön planda tutması gerekir. Hesapsız kitapsız, babalar gibi satmak, Türkiye'deki pek çok sektörde işsizliğin artmasına yol açmaktadır. Özelleştirilen kuruluşu devralan kuruluş için, belli bir oranda ve Türkiye’de yatırım yapma şartı getirilmesi, özelleştirmenin sebep olabileceği işsizliği önlemek için biraz fayda sağlayacaktır.

IMF’ye sorarsanız, Türkiye büyüme hızında, ikişer basamak birden atlıyor. Kısacası 2008 yılının da ekonomi bakımından iyi bir yıl olması mümkün değil. ABD ve dünya ekonomisindeki gidişat, bağımlı Türkiye ekonomisini çok kötü etkileyecek gibi görünüyor.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: