13 Şubat 2008 Çarşamba

İRAN, TÜRKİYE İLİŞKİLERİ VE EMPERYALİZMİN OYUNA GİRİŞİ

İran, Türkiye ve Türkler ile hiçbir zaman dost olmamıştır, olamazda. Olamamasının birçok nedenleri vardır. Bırakın kenara nedenlerden çoğunu, en mühim neden iki milletin yollarının devamlı kesişmesidir.

Bu konunun kökü binlerce yıl öncesine, Başlangıç noktası Orta Asya'ya dayanan, İran ve Türk çekişmesidir. Şimdi bile bir politik güç savaşı olarak devam etmektedir ve bu düşmanlığın son bulacağı düşünülemez bile. Fakat tarihi incelerseniz yaklaşık üç yüz senedir Türkiye ve İran arasında doğru dürüst bir vuruşma olmamıştır. Ama İran Türkiye’ye yetmiş senedir ABD destekli irticai çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmaların yanında PKK terörizmine de her türlü desteği sağlamıştır.

Çok eski zamanlardan beri Türkler ile İranlılar arasında tarihsel bir uyuşmazlık devam ede gelmiştir. Uçsuz bucaksız, bütün denizlere kapalı, bütün ticaret merkezlerine uzak olan Orta Asya'da yaşayan Türklerin başka çıkış yolu yoktur. Hem İran platosunu ele geçirmek ve İran üzerinden sarkarak denizlere ve ticarete ulaşmak, hem de dünyaya açılmaları için sıfır noktası olmuştur. İran toprakları Türkler için Ortadoğu'ya ve Avrupa’ya uzanılabilecek bir köprü vazifesi görmüştür.

Ayni şekilde Orta Asya da İranlılar için, uçsuz, bucaksız bir zenginlik kaynağı anlamına gelmektedir. Ayni şeyleri Türklerin de İranlılar için düşünmesi normal sayılır.

Türkler Anadolu'ya yerleşince düşmanlık daha da artmış, ezeli Türk İran rekabeti devam etmiştir. Bu çekişme, duygulardan hiçbir şey kaybetmeden, Osmanlı ve ondan sonra da Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde bile hissedilmiştir. Atatürk ilke ve devrimleri, kendi halkını uyandıracağı korkusu ile kendi rejimlerini bize ihraç etme güdülerini geliştirmiştir. İran basını içinde bulunduğumuz şu zamanda hem Atatürk düşmanlığı yapmakta hem de türban olayını kışkırtıcı bir şekilde desteklemektedir. Bunları Türk devleti olarak bir kenara not etmemiz ve sırası geldiğinde ayni şekilde cevap vermemiz lazımdır.

Mezhebi farklılık ve İslam dünyasında liderlik mücadelesi de bu gerginlik ve ihtilafın tek başına sebebi değildir. Din, zaten tek başına yeterli bir politik etkende değildir. Türk İran çekişmesi kesişen tarih ve yaşanılan rejimlerden kaynaklanmaktadır.

İran, bütün tarihi boyunca Türklere karşı ve ona zararlı olabilecek hemen, hemen her tür politik oluşumun içerisinde bulunmaya gayret etmiştir; bugün bile, aynı durum içerisindedir. ABD bunu bildiği için, Türkleri kullanarak, İran'ın kendini, kuzey'den, batı'dan ve doğu'dan Türk çemberine alınmış gibi hissetmesini sağlıyor. İran’ın içerisindeki Türk nüfusu kullanarak aba altından sopa göstererek huzurunu bozuyor. Bir taşla iki kuş vurmuş oluyor. Hem kendi düşmanına, düşman yaratıyor hem de işine gelen tarafla dostmuş görüntüsü veriyor.

İşte bölgede ABD emperyalizmi şimdi budur. Tarihin içinden süzülerek gelen hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan kullanır. En ufak ve gizli bir noktayı dahi gözden kaçırmaz.

Emperyalizm dünyayı sarmış bir sülük gibidir. Bırakın çok önemli olayları, en basit olayları dahi çok dikkatli irdelemeliyiz ve çok ama çok uyanık olmalıyız. Kanımızı bu sülüğe emdirmemeliyiz.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: