20 Şubat 2008 Çarşamba

BOP’UN EŞ PROJESİ, BÜYÜK BALKAN PROJESİ ATAKTA

Büyük Ortadoğu Projesi, genel olarak İslam coğrafyası üzerine yoğunlaşmış bir projedir, ama ABD’nin küreselleşme düzeni önünde engel oluşturan her şeyin ortadan kaldırılmasını hedefleyen çok yönlü, bölgesel ve küresel bir plandır.

1918 de Wilson prensipleri, 1948 de Marshall yardımları, 1947 de Truman doktrinleri ile bir kuyumcu hassaslığında çalışan Amerikan emperyalizmi tarafından oluşturulan ve Ortadoğu’ya yönelik hedeflerini BOP’la uygulamaya sokan ABD, enerji kaynaklarına sahip olarak yeni bir dünya düzeni kurmak ve zorbalıkla bu düzenin patronu olma planları yapmaktadır.

Sömürü düzenini kurabilmek için her türlü kirli yöntemi kullanarak ibreyi kendi lehine çeviren ve siyasi rakiplerini neredeyse saf dışı eden ABD, kendi geleceğini garanti altına almak, Avrupa’ya ve diğer oluşumlara karşı önlem almak amacıyla BOP’u geliştirmiştir. AB’nin giderek genişlemesi, ABD karşısında etkin güç olabilme tehlikesini doğurduğundan, BOP’u kullanarak hem Avrupa’ya ve hem de bölgesel güç Rusya’ya da bir nevi set çekmiştir.

Rusya’nın eskiden birlikte olduğu ülkeler ve komşularıyla ilişkisini kesen ABD, yalan dolanla girdiği Irak savaşı ile önemli bir avantajı ele geçirmiştir.

Ortadoğu barındırdığı petrol ve yeraltı zenginliği ile dünyanın ilgisini çeken bir alandır. Ortadoğu’yu ele geçiren ve bölgeyi etkisi altında tutabilen bir devlet, ekonomik ve politik alanda dünyaya hâkim olabilecek pozisyonda bir konuma gelir.

BOP adı verilen haydutluğa, NATO’yu da ortak ederek bölgeye güvenlik ve demokrasi getirmek yutturmacası adı altında durum milletler arası platformda da meşrulaştırılmıştır. Arkasına NATO’yu da alan ABD bu destek ile insanlık dışı planlarını uygulamaya çalışmaktadır. Afganistan ve Irak’ta yapılanlar daha bu işin başlangıcıdır. ABD eş zamanlı olarak balkan coğrafyasında da yerleşme hazırlıkları içindedir.

BOP denilen bu projede Türkiye’nin vebali çok büyüktür. ABD’nin Ortadoğu’ya ve bölgeye hâkim olabilmesi için Türkiye’yi kontrol altında tutması gerekir. İşte kendi isteği ile ABD kontrolüne giren Türkiye’nin vebali ve günahı budur. Türkiye’yi yanına alan bir ABD’nin, girişeceği operasyonlardan başarıyla çıkma şansının ne kadar kolay olduğunu düşünün.

Bölge ülkelerinin yeniden yapılandırılması için model teşkil edebilecek Türkiye, bölge için bir örnek ülke olmalıdır. Ama istenen Türkiye örneği demokratik, laik ve cumhuriyetçi bir Türkiye değil, başı türbanlı, İslam’ı ılımlı, milli ve manevi değerleri olmayan bir Türkiye’dir. Türkiye’nin Ilımlı İslam gibi bir tuzağa gelmesi, ortada, diğer ülkelere iyi örnek bir Türkiye bırakmayacağından böyle bir durum, bu yeni düzenin oluşumunda ABD’ye istediği gibi at oynatacağı bir ortam yaratacaktır.

Bu ortamda demokratik, cumhuriyetçi ve laik bir Türkiye’nin dimdik durabilmesi bölge ülkelerinin geleceği bakımından çok önemlidir. Kaldı ki şimdiki Kosova örneği, ABD, adı konmamış ama uygulamaya konmuş, BBP (Büyük Balkan Projesi) hasat çalışmaları yapmaktadır.

Kuzey komşumuz Rusya elan tüm bunları görmekte, yakın ve uzun vadeli stratejik planlar üretmektedir. Rusya ile birlikte Çin ve Hindistan da Ortadoğu’da ki Balkanlar’da ki ABD oldubittilerini yakından takip etmekte ve gelişmeleri dikkatle izlemektedirler.

BOP, ABD’nin bölge ve dünyanın geleceğine yönelik stratejik planıdır ve yalnızca politik ve ekonomik değil, bölge halklarının sosyolojik ve etnik yapılanmasını da hedefine almıştır.

Türkiye konumu ve yapısı gereği tam bir stratejik çevrimdedir. Türkiye, her şeye rağmen kendisi için doğru olan demokratik ve laik hukuk devleti yolundan ayrılmayarak kendine yeni hedefler ve yeni oluşumlar aramalıdır.

Emperyalist ABD ve AB’nin deneme tahtası ve oyuncağı olmaktan kurtaracak ulusal ve manevi değerlerine sahip çıkmalı ve tam bağımsızlık ilkesini her şeye rağmen korumalıdır. Bölgede söz sahibi olmaya çalışmalı, fakat yönetilen bir ülke olmamalıdır.

BOP ve Balkan projesi kapsama alanındaki ülkelerden olan fakat ABD işbirlikçilerinin tesiri ile duyarsızlaştırılmış olan Türk halkının çoğunluğu hala çevrilen dolapların farkında değildir. Bu durumda attığı her adıma, aldığı her karara çok dikkat etmesi gereken bir ülkedir Türkiye.

Türkiye, istediği an piramidin tepesinde olabilecekken kötü yönlendirmeler ile piramidin altında olmayı tercih etmektedir. Bu tercihte, Atatürk’ün vefatından sonra gelen ve haldeki iktidarların önemli payı vardır. Artık akılların doğru organlara devşirilmesi lazımdır.

Necmi ÖZNEY

necmiozney@gmail.com

Hiç yorum yok: