27 Temmuz 2007 Cuma

ASIL TÜRKİYE DEDİKLERİ

Geçmiş beş senedir nasıl derin bir kriz yaşamakta olduğumuz hepimizin malumu. Fakat yaşadığımız ve yaşayacak olduğumuz kriz ortamı sadece paradan, dolardan, ödemeler dengesinden, işsizlikten ibaret değil.

Krizin asıl büyüklüğü, henüz seksen dört yaşındaki cumhuriyetin temel değerleri ile oynanıyor olmasından. Milli ve dini duygularımızın çökertilmeye, Türklük şuurunun yok edilmeye çalışılmasından geliyor. Milli ekonomik varlıklarımızın özelleştirme adı altında yabancılaştırılması ise sanki ekstra bir kriz ikramiyesi. Resmen ve açık açık çökertiliyoruz. 1980 öncesi ve sonrasında Türkiye’yi yönetenler bu zamana kadar tarihten ibret almadılar ama tarihten alınmayan her ibret için tarihe ibret olarak geçeceklerdir.

Türk Milleti sabırlıdır ama sabırlı toplum enayi ve koyun beyinli değildir. Aşağılanmadık hiçbir değerimizi bırakmadılar. Hele seçim mitinglerinden birinde söylenen bir laf var ki beni bir vatandaş olarak çok üzdü ve ağırıma gitti. “ Hayatında iki koyunu gütmemiş….” Yani bahsedilen koyun ben oluyorum dolayısı ile bu millet koyun sürüsü. Sonunda bir de, Atatürkçüler olarak mafyacı ve çeteciliğe terfi ettik. Eh, takdir yüce efendilerindir.

Etrafıma bakıyorum da millet yaşam babında epey bunalmış bir vaziyette. Hiçbir şeye, bilhassa politikaya ve politikacıya karşı güven diye bir şeyleri kalmamış durumda. Aman dileyip ceketine yapışacağımız hacının bile koltuk altından haç çıkacağından korkar hale gelmişiz.

Bazı çıkarcılar ve işbirlikçiler yüzünden, üretmeyi öğrenmeden tüketen görgüsüz tüketimciler için para en kıymetli ve en güvenilir dost haline gelmiş ve tek dostları para ise, borsamız yüzünden yabancıların yanından ayrılmaz olmuş.

Her şeye rağmen, yine de bu millet dayanıklı. Kolay kolay bana mısın demiyor. Bunun sebebi de, politikacılara rağmen, ama politikacılardan bağımsız olarak, bizzat devletine ve devletin millet için en sağlam dayanak olduğuna ve onun büyüklüğüne, yıkılmazlığına duyulan güvenin hala devam ediyor ve edecek olması. Onun için hala toplum patlamayı düşünmüyor.

Türk milleti, böyle krizlere, batılı toplumlara oranla daha fazla tahammüllüdür. Türk kolay kolay patlamaz. Bu noktasının yüksekliğinin ayarlanmasını politikacı çok iyi bilir. Halkın patlamama güdüsünü iyi idare eder.

“Ya Rabbi! Sana hamdolsun. Verdiğin her şeye şükürler olsun Sen verdiğin nimetleri elimizden alma” diye samimiyetle şükür duası yaptıran kanaatkârlığın varlığı da halkın patlama duygusunu frenlemek açısından reddedilemez bir olgudur.

Türk Toplumu'nun, bu kadar sabırlı ve tahammüllü olmasındaki en büyük sebeplerden biriside, halkın göründüğünden daha güçlü olmasıdır. Bu gücün adına, ister derin Türkler, ister asıl Türkiye deyin, asıl güç orada. İşte politikacıların, ABD ve AB’nin ana şifresini bir türlü çözemediği asıl ruh, asıl Türkiye. Çok iyi biliniz ki, emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileri Türk halkının onlara vermediği ve ruhunun derinliklerinde sakladığı asıl Türkiye’nin şifresini kazaen bir çözecek ve bozacak olurlarsa işte o zaman bizi anında bitirirler. İşte o zaman yanmışız demektir.

Şimdi size gizlice bu şifreyi bir sır olarak vereyim. Türk Milletinin içinde olan Atatürk Ruhu, işte asıl Türkiye budur. Emperyalizm ve işbirlikçilerin, asıl Türkiye’nin bu en değerli şifresini çözdüğü, oraya giden gizli geçitleri keşfedip mahremiyetimize, asıl Türkiye'mize girdiği, yani Biz Türklerin asıl hayat damarını keşfettiği ve kurutmaya çalıştığı anda işte o zaman Türk milleti patlar. Nasıl patlayacağını ve ne etki yapacağını ne ben tahayyül edebilirim, ne de onlar.

Şükürler olsun Atatürk evladıyım. Ne mutlu bana ki Türk’üm, Türk olarak yaşadım, Türk olarak öleceğim.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: