15 Kasım 2007 Perşembe

MOLLALAR EMPERYALİST TUZAĞA DÜŞMEK ÜZERELER

Ekonomik yaptırımlar veya askeri saldırı tehdidi, İran’ın mollalar rejimini ılımlı İslam deyiminden duyduğu korku kadar korkutmuyor. Molla rejimi, altını oymaya yönelik ılımlı İslam’ı duyduğu zaman panik içinde eli ayağına dolaşıyor.

Tahran Üniversitesi öğrencilerinin Ahmedinejad’a karşı protesto eylemi, molla yönetimini yumuşak devrim olasılığı ve ılımlı İslam korkusuna saldı. Hem mollalarda hem de İran kamuoyunda, ABD'nin İran'a karşı bir askeri saldırı planını şimdilik rafa kaldırdığı, ama bir rejim değişikliğini teşvik ederek kaos yaratma niyetinden vazgeçmediği görülüyor.

Amerikan kamuoyunun, Irak savaşı karşısındaki tutumunun Bush’un aleyhine değişmiş olmasının, ABD hükümetini, İran'a karşı girişilecek bir savaşın, Irak'takinden daha korkunç sonuçları olacağı hakikatini görmesine yol açtı. Bu yüzden ABD’nin İran’da ki rejimi devirmek için silahlara değil ama ellerinden gelen her türlü bushluğa başvuracağına inanmak lazım.

Düşündükleri entrikalar arasında, İran'da egemen olan Şiilere karşı bir Sünni cephesinin kurulması, ülke içinde etnik ve mezhepsel çatışmaların körüklenip başlatılma entrikaları ve genel olarak Asıl olarak LAİK EĞİLİMLİ olan İran halkının mollalı İslam yönetimine karşı ayaklandırılması yer alıyor.

Mollaların internet üzerindeki sansürüne rağmen, İran’da ülke içine gizlice sokulan video filmleri ve diğer yayınlar ile yapılan beyin yıkama teknikleri ile kültürel yozlaştırma propagandaları gibi yöntemlere olumlu cevap verenler çıkacaktır. Halk şu andaki mollalar rejimine karşı gelmek için yavaş yavaş uyanacaktır. Halk ne yaparsa yapsın İran’ın bütünlüğüne sahip çıkarak yapacağını yapması lazım.

Dışarıdan gelen bu yoğun baskı, molla rejimi için bir tehdit oluşturmakla kalmayacak, İran sivil toplumunu olduğu gibi, Politik aktif muhalefeti de zor bir duruma sokacaktır.

Mollalar rejimi ise ülke içindeki rejimi samimiyetle eleştiren yurttaşların etkinliklerini, politik kökü dışarıda olarak algılayacak, kişileri suçlamak için bir bahane yaratacak ve baskı aracı olarak kullanılacaktır. Bu da İran ve halkı için başka bir zor durum.

Artık en ufak bir eleştiri bile, Devlet düzenine ve ulusal güvenliğe karşı faaliyet yürütme ve yabancı gizli servislere ve elçiliklere bilgi sızdırmalar olarak mimlenecektir. İran basını da, devlete karşı sinsice yaklaşan bir darbenin belirtileri var, gibi haber ve yorumlarına başladılar bile.

Komplo teorilerinin, ithamların ve ihbarların zehri etrafa, giderek daha fazla yayılıyor. Muhalefet için zor bir durum ancak, radikal İslamcıları tuzağa çekerek yapılan ve yapılacak baskıları kullanarak, mollalar ile halkı karşı karşıya getirmek için ABD’nin İran’a karşı kullanacağı en iyi silah olacağı kesin.

İran’ın bu şekilde zayıflatılması bölge içinde bulunan dengeleri olumsuz etkileyeceği kesindir. Türkiye açısından ise, İran’ın güçlenmesinden çok zayıflatılması, olumlu sonuç vermeyecektir. Türkiye ve İran asla müttefik olamaz ama birbirlerine karşıda açık bir şekilde düşmanca tutum içine giremezler. Bu durum ne olursa olsun değişmez. İran’ın kötü duruma düşmesi Türkiye’yi ve bölgeyi emperyalizmin kucağına atar. Yani İran Türkiye için kötü dosttur ve şimdiye kadar kurulmuş olan dengenin korunması lazımdır.

Amerikan emperyalist planı, şimdilik yan ürün olarak, Azerbaycan’ın da bölgede yaratılan kargaşanın içine çekilmesini sağlayacak gibi görünüyor. Sonuç olarak BOP denilen herzenin henüz ilk sahneleri oynanıyor gibi.

1.Dünya savaşı Osmanlı’yı çökertip parçalamıştı. 2. Dünya savaşı küllenmiş gibi görünerek orda burada halen devam etmekte. Çıkacak bir 3.Dünya savaşı ise ABD’yi ve ortağı AB yi aşılması zor durumlara sokacak gibi görünüyor. Çünkü çok gezen pabuç eve pislik, çok uluyan it de ağıla kurt getirirmiş.

Bu kötü gidişatı düzeltmek için bilge ve iyi niyetli bir kişiler bulunsa ve bu kişiler insanlık ve barış için iyi ve güzel fikirler üretmeye memur edilse, sonuç ne olur biliyor musunuz? Dünya ve insanlık için ortaya konan fikirlerin Atatürk ilke ve düşünceleri ile bire bir eş olduğu gözlenir. Mevlana’yı Dünya’ya nasıl tanıtmaya çalışıyorsak. Atatürk ve düşüncelerini Dünya’ya yaymaya başlamalıyız bugünden tezi yok. Hem de kendimizden başlamak şartı ile.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: