Türkiye Irak’ta ki Türkmenlerin haklarını korumakla yükümlüdür. Bu hem milli ve hem de tarihten gelen bir hakkımızdır. Tapu dairesi kayıtları talan edilirken Türkmenler göçe zorlanırken kimse kafasını çevirip neler oluyor diye niçin ilgilenmez.
İran, Irak’taki Şiiler ile ilişki kurmaya onları korumaya çalışırken veya Arap ülkeleri Irak’ta ki Sünni Araplar ile ilgili bir görüş belirttiğinde hemen, ya kukla Irak Hükümetinden veya kuzey Iraklı Aşiret reislerinden ABD destekli parazit sesler yayılıyor. Irak’ın ulusal egemenliğini ihlal etmeyin ve Irak’ın iç işlerine karışmayın diye.
PKK ve Iraklı Kürtler, Türk sınırını yolgeçen hanı yapmışlar ülkemiz topraklarında, yollara istedikleri gibi mayın döşüyorlar. Karakollarımıza saldırıyorlar, askerlerimizi şehit ediyorlar, bizi alenen tehdit ediyorlar ve ülkemizi bölmeyi açık açık dile getirdikleri halde verilen tepkiler çok cılız kalıyor ve yalnızca defi hacet kabilinden birkaç politik kelam sarf ediliyor. Siz zannediyor musunuz ki yalnızca PKK sınırı geçiyor ve katliam yapıyor. Peşmerge itleri de onlarla beraber ayni düşmanlıkları yapıyor. Hem yenilerde değil 1984 lerden beri bu böyle. Laf olsun sayfa dolsun diye değil bire bir tarafımdan yaşanmış olaylara dayanarak bunları yazıyorum.
Genel olarak Irak’taki gelişmelerin, özellikle de Kuzey Iraktaki gelişmelerin Türkiye’nin ulusal güvenliği üzerinde yarattığı tehlike hafife alınıyor hatta görmemezlikten geliniyor. Türk kamuoyunun talepleri ve endişeleri, yöneticilerin davranışları ve kararları üzerinde etkili olamıyor. Terörizme karşı ulusal güvenlik Türkiye için gereksiz bir şey gibi algılanıyor sanki ama ABD veya İsrail bahis mevzuu olunca kıyametler kopuyor ve karşı saldırılar yapılıyor ve yapılanların hesabı kat ve kat soruluyor. ABD ve Bush hükümeti, uluslar arası muhalefete rağmen Irak’a saldırıp bir milyona yakın kişiyi katletti bu da yetmedi Irak’ı işgal etti. İsrail bir askeri kaçırıldı rehin alındı diye Filistin’de bombalamadık yer bırakmadı.
Öyle tuhaf bir durum ki Barzani ve Talabani, ABD ve el altından AB’nin kışkırtıcı desteklerine güveniyor. Bunların gücünde olsun, kültürlerinde olsun, onları bu tür densiz tutumlara itecek cesaretleri nereden gelir ki? Bırakın devlet olmayı feodal aşiret yapıları bile sağlıklı çalışmaz. Kuzey Irak bölgesini Irak’tan ayırmaya hatta tüm komşu ülkelerdeki yaşayan Kürtlerin hamiliğine soyunup onlar adına bağımsızlık isteyecek havalara girmesine kim fırsat verdi. Hemen düşman aramayın. Bu durum bizim sünepeliğimiz yüzünden karşı taraf için fırsat oldu.
Orta doğudaki Arap şeyhleri kendi şahsi ikballeri yüzünden, ABD’nin bölgedeki bir sonraki hedefi durumunda olmamak için seslerini çıkaramıyorlar. ABD’nin Irak’ta başarısız olmaya başlamasından sonra bile yaptıkları iş İran karşıtlığı oldu. Her an emperyalist yalakalığı yapılması lazım çünkü onların ve bölgesel işbirlikçilerin cepleri böyle doluyor ve gemileri böyle yol alıyor. Ürdün Kralı Abdullah bölgede Şii hilali meselesinden şikâyet ediyor. Hüsnü Mübarek, Irak Şiilerinin kazancıyla İran’ın zafer kazandığını söylüyor. Suudi Arabistan Kralı Abdullah da ABD’nin Irak’a saldırısından kazançlı çıkanın İran olduğunu söyleyerek endişeleniyor.
Hiçbir Arap lideri, Irak gibi bir Arap ülkesinin ABD, AB ve Bush destekli Kürtler tarafından bölünmeye çalışılmasından şikâyetçi olamıyor. O kadar şerefsiz ve ırklarına karşı o kadar hainler ki ABD’nin Bush’u şeyim Çengelköy mamulü dese, benim şeyimde tuz diye koşturuyorlar. Aslında Dünya’nın ABD emperyalizminden önce, bunlar gibi yalaka despotlardan kurtarılması gerekiyor.
Nasıl olsa madalya verdik. Bunların saraylarına birer Atatürk büstü de hediye etsek mi acaba? Yanına birde Arapçaya çevirip nutuk koyalım. Bakar, okur hem insanlık ve hem de devlet adamlığı öğrenirler belki.
Necmi ÖZNEY
İran, Irak’taki Şiiler ile ilişki kurmaya onları korumaya çalışırken veya Arap ülkeleri Irak’ta ki Sünni Araplar ile ilgili bir görüş belirttiğinde hemen, ya kukla Irak Hükümetinden veya kuzey Iraklı Aşiret reislerinden ABD destekli parazit sesler yayılıyor. Irak’ın ulusal egemenliğini ihlal etmeyin ve Irak’ın iç işlerine karışmayın diye.
PKK ve Iraklı Kürtler, Türk sınırını yolgeçen hanı yapmışlar ülkemiz topraklarında, yollara istedikleri gibi mayın döşüyorlar. Karakollarımıza saldırıyorlar, askerlerimizi şehit ediyorlar, bizi alenen tehdit ediyorlar ve ülkemizi bölmeyi açık açık dile getirdikleri halde verilen tepkiler çok cılız kalıyor ve yalnızca defi hacet kabilinden birkaç politik kelam sarf ediliyor. Siz zannediyor musunuz ki yalnızca PKK sınırı geçiyor ve katliam yapıyor. Peşmerge itleri de onlarla beraber ayni düşmanlıkları yapıyor. Hem yenilerde değil 1984 lerden beri bu böyle. Laf olsun sayfa dolsun diye değil bire bir tarafımdan yaşanmış olaylara dayanarak bunları yazıyorum.
Genel olarak Irak’taki gelişmelerin, özellikle de Kuzey Iraktaki gelişmelerin Türkiye’nin ulusal güvenliği üzerinde yarattığı tehlike hafife alınıyor hatta görmemezlikten geliniyor. Türk kamuoyunun talepleri ve endişeleri, yöneticilerin davranışları ve kararları üzerinde etkili olamıyor. Terörizme karşı ulusal güvenlik Türkiye için gereksiz bir şey gibi algılanıyor sanki ama ABD veya İsrail bahis mevzuu olunca kıyametler kopuyor ve karşı saldırılar yapılıyor ve yapılanların hesabı kat ve kat soruluyor. ABD ve Bush hükümeti, uluslar arası muhalefete rağmen Irak’a saldırıp bir milyona yakın kişiyi katletti bu da yetmedi Irak’ı işgal etti. İsrail bir askeri kaçırıldı rehin alındı diye Filistin’de bombalamadık yer bırakmadı.
Öyle tuhaf bir durum ki Barzani ve Talabani, ABD ve el altından AB’nin kışkırtıcı desteklerine güveniyor. Bunların gücünde olsun, kültürlerinde olsun, onları bu tür densiz tutumlara itecek cesaretleri nereden gelir ki? Bırakın devlet olmayı feodal aşiret yapıları bile sağlıklı çalışmaz. Kuzey Irak bölgesini Irak’tan ayırmaya hatta tüm komşu ülkelerdeki yaşayan Kürtlerin hamiliğine soyunup onlar adına bağımsızlık isteyecek havalara girmesine kim fırsat verdi. Hemen düşman aramayın. Bu durum bizim sünepeliğimiz yüzünden karşı taraf için fırsat oldu.
Orta doğudaki Arap şeyhleri kendi şahsi ikballeri yüzünden, ABD’nin bölgedeki bir sonraki hedefi durumunda olmamak için seslerini çıkaramıyorlar. ABD’nin Irak’ta başarısız olmaya başlamasından sonra bile yaptıkları iş İran karşıtlığı oldu. Her an emperyalist yalakalığı yapılması lazım çünkü onların ve bölgesel işbirlikçilerin cepleri böyle doluyor ve gemileri böyle yol alıyor. Ürdün Kralı Abdullah bölgede Şii hilali meselesinden şikâyet ediyor. Hüsnü Mübarek, Irak Şiilerinin kazancıyla İran’ın zafer kazandığını söylüyor. Suudi Arabistan Kralı Abdullah da ABD’nin Irak’a saldırısından kazançlı çıkanın İran olduğunu söyleyerek endişeleniyor.
Hiçbir Arap lideri, Irak gibi bir Arap ülkesinin ABD, AB ve Bush destekli Kürtler tarafından bölünmeye çalışılmasından şikâyetçi olamıyor. O kadar şerefsiz ve ırklarına karşı o kadar hainler ki ABD’nin Bush’u şeyim Çengelköy mamulü dese, benim şeyimde tuz diye koşturuyorlar. Aslında Dünya’nın ABD emperyalizminden önce, bunlar gibi yalaka despotlardan kurtarılması gerekiyor.
Nasıl olsa madalya verdik. Bunların saraylarına birer Atatürk büstü de hediye etsek mi acaba? Yanına birde Arapçaya çevirip nutuk koyalım. Bakar, okur hem insanlık ve hem de devlet adamlığı öğrenirler belki.
Necmi ÖZNEY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder