5 Mart 2008 Çarşamba

DÜNYADA ALTI MİLYAR ŞEYTAN OLSADA…

Bütün insanlığı, biz ve diğerleri şeklinde acımasız bir davranışla bölümlere ayırma, her olguda olduğu gibi, Dünya genelinde şu ve o ayırımı yapmadan bütün dinlerde ve dincilerde vardır. Hemen, hemen her dinci, genellikle, diğer dinlerin mensuplarını ve inananlarını kâfir olarak nitelendirmektedir ki, bu, insanın reddedilmesi ve dışlanmasından başka bir anlam taşımaz.

Hatta aynı din içerisinde farklı mezhepler ve farklı cemaatler arasında bile bu tür davranışlara rastlanılabiliyor. Bu grup üstünlüğü kompleksi, esas itibariyle ben’in yüceltilmesinin bir tezahürü olup, çıkış noktası ise liderin şahsi bencilliğidir.

Toplumu, değişik nüanslı inanış merkezleri şeklinde bölecek olursak, merkezde ki, kerameti kendinden menkul bir adam üzerinde temellendirilmiş, ondan motive olan benliksiz kişiler üretmeye başlarız. Bu durumun sonunda ise çeşitli toplumsal yapılanmalarına göre farklılıklar gösteren kişiler çoğaldıkça, o toplum, birlikten ayrışmalara dönüşen, birbirlerine düşman topluluklar oluşturmaya başlayacaktır.

Buradan dalga, dalga bütün sosyal yapıya sirayet eden bu anlayış, toplumu ufak, ufak ayrıştırmaya başladığı zaman düşmanlık keskinleşir, en ufak bir kıvılcım insanların birbirlerini acımadan katletmesine yol açmaya başlar.

Her milletin, her dinin, Dünyayı biz ve ötekiler diye ayırması belirli bir ölçüde makul karşılanabilir. Bu, fazla keskin olmamak şartı ile toplumları diğer toplumlardan ve ırkçı eğilimlerden korumak için gereklidir de.

Dünya üzerindeki tüm toplumlarda bazı mübarekler! Dini kendi istedikleri, kendi çıkarları, kendi kıt inanış şekline göre yorumlamış. Kimi din tüccarlığı yapmış köşeyi dönmüş. Bazıları din adına terör estirmiş, bazıları cennetin kapısını sadece kendi inananlarına açmış. Kimisi başka dinden ya da mezhepten diye insanları diri diri acımadan yakmış, kimi soykırım yapmış.

Her dinci en iyi benim, en doğruyu ben bilirim diyerek, kimi zaman peygamberler adına ve hatta yüce Allah adına ve Allah’la konuşur duruma gelmiş, diğerinin inancını küçük düşürmeye başlamış. Bakın Busht bile Allah’la konuştuğunu söylüyor.

Bunları insanlığa yaptıran, bölen, parçalayan, din kardeşi de olsa birbirine düşman eden, insanları işsiz, aşsız bırakan din tüccarlarıdır. Dini kendi egolarını tatmin için, kendi çıkarları, para, makam ve mevki için toplumu sömüren, toplumu, bir iken bine bölen siyasilerdir.

Din gibi yüce bir duygu insanların bölünmesine alet edilebilir mi? Dini kullanarak hangi vicdan, insanlar arasında düşmanlık yaratabilir? Din bu kadar yozlaştırılınca olacak budur işte. Şimdilerde haram yemeyi, günah işlemeyi pek sever oldu insan denen yaratık.

Yahu ben neler yazıyorum. Bu yazımda üniversitelerin yapması gereken ilmi çalışmalardan ve üniversitelerin iş dünyasına katkılarından, gençlerin bilimsel çalışmalarından söz etmek istiyordum. Kafa karışıklığı bazen bu duruma getiriyor insanı. Televizyon haberlerini de izlemiyorum artık, sıkılıyorum. Ha sahi, üniversiteler deki türban meselesi ne oldu? Birisi bana anlatsın. Yok, yok boş verin ben tekrar haber izlemeye başlayayım bari.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: