18 Eylül 2007 Salı

POLİTİKACILARA TAPANLAR

Dünya’ya gelen bir bebeğin ilk ve en doğal hakkı yaşam hakkıdır. O halde millet ve devlet bazında bu hakkı ele alırsak Dünya’ya gelen bu cana ilk borcumuz onu iyi bakmak vücut ve ruh sağlığını geliştirmek ve en iyi, en kaliteli, en yüksek randımanlı eğitim vererek yetiştirmek ve milletine iyi bir şekilde hizmet etmesini sağlamaktır. Yani insana dayalı ana milli sermayeyi heba etmemektir.

Bir millet, tarihinde iki tür insan tipinden başka diğer tipleri hatırlamaz bile. Bunlar vatanı için iyi şeyler yapmış kahramanlar ve yaşadığı topluma kötülükler yapmış hainlerdir. Tarihe bakıldığı zaman sadece İyilerin ve kötülerin hatırlandığını görürüz. Üçüncü bir insan tipi daha vardır ki hiçbir seviyesi olmayan kişiler. Bu kişiler sadece o anı yaşarlar ve onlardan yarına hiçbir iz kalmaz. Hatta iki kuşak sonra torunları bile isimlerini hatırlamakta zorluk çekerler. Bunların bıraktığı iz, yalnızca bir hiçtir

Bu hiç tipler, “düşünüyorum öyleyse varım” ne demektir anlayamaz. Bunlar yer içer ve s.çarlar. Belli bir gelecek planları yoktur. Sahipleri onları istedikleri gibi yönlendirir çıtları çıkmaz. İşte hiç tiplerle koyunlar arasında bir fark yoktur. Koyunun önüne ot koyarsın. Hiç tipin ya cebine para, ya önüne mercimek, nohut makarna koyarsın. Yani hiçlerin, hiç kalmasını sağlar istediğin gibi yönlendirirsin.

Sadece hayatta iken yaşanmaz. İnsan doğasında öldükten sonra iyi bir şekilde yâd edilmek vardır. Bu hayatı bize verenin, verdiklerinin hesabını soracağını unutmayalım lüzumsuz ve değersiz planlarla uğraşıp ta çok kıt olan vaktimizi boşu boşuna ziyan etmeyelim. Üç kuruşluk kör nefis için onurumuzu satmayalım.

Elbette politikacısız millet ve devlet olmaz ama politikacıdan da ciddî hiçbir şey beklemeyin. Onlardan ciddî olarak beklenmesi ve ısrarla istenmesi gereken tek şey, halkın sesine kulak vermeleri ve halkın içine girerek fikir almalarıdır. Fakat unutmayalım ki politika yapan kişinin karakterinin % 90 ını verdiği tepki ile halk belirler. Yani hiç olan halkın verdiği oylar karşılığında yine iktidar, hiç politikacıların olur.

Bu yazılardan politikacıyı küçümsediğim çıkmasın. Tam aksine, politikacı bir millet için çok önemlidir. Zira bizi hem rezil edebilirler hem de vezir. Fakat şunu önemle vurgulamak istiyorum. Profesyonel politikacıdan medet umulmaz ve ona nüfuz etme ihtimalide yoktur. Çünkü her şeyin en iyisini onlar bilir ve yavaş yavaş kendi kendilerini ilahlaştırırlar.

Onun için kendi kurtarıcımız kendimiz olmalıyız! Artık uyanmalıyız! Uyanmalı, haklarımızın, hürriyetlerimizin bilincine varmalıyız! Uyanmalıyız ve gücümüzü keşfetmeliyiz! Uyanmalı ve kendi kendimizi yeniden meydana getirmeliyiz!

Biz bunları yaparsak halkın isteğine ters düşen politika yapanların bütün forsu sönecek, gücümüz karşısında bizi dinlemeyi öğrenecek ve halkın iradesine boyun eğeceklerdir.

İşte o zaman,

Halk'a söz verip de sözünün arkasında duramayanların. Meydanlarda başka, kapalı kapılar ardında başka konuşanların. Gündüz, gencecik mis kokulu bedenlerini ve kanlarını çok sevdikleri Vatan uğruna bu topraklara veren. Her biri bir dünyaya bedel, her biri bir ana kuzusu şehitlerin cenazesinde şov yapıp, sonra kirli siyaset gereği, o vatan evlâtlarının kanına giren, eli kanlı, gözü kanlı bebek katili Apo denen pisliği kurtarma senaryolarını sahneleyenlerin, pis ve kirli vicdanlıların politika sahnesinden silinecekleri zaman gelecektir.

Necmi ÖZNEY

Hiç yorum yok: